Blog dünyasının en güzel, en seviyeli tartışmalarının yapıldığı Ağaç Ev Sohbetlerinin 22. haftasına girmiş bulunuyoruz. Deep Tone'un moderatörlüğünde devam eden etkinliğin bu haftaki konusunu Barış Doğan belirlemiş. En kolayından en zoruna farklı sorularla birbirimizi tanıyıp anlamamıza vesile olan Ağaç Ev Sohbetlerinde bu hafta cevabı fazla yormayan, nispeten basit bir konuda görüşlerimizi yazma fırsatı bulacağız. İşte haftanın sorusu:
Blogger ve Youtube hakkında ne düşünüyorsun? İkisi de ayrı sosyal platformlar olmasına rağmen Youtube'da daha fazla bir büyüme söz konusu.
Konuya girmeden önce "olmasına rağmen" ifadesinin kafamı biraz karıştırdığını söylemek isterim. Yani, rağmen karşıtlık çağrıştıran bir sözcük. Blogger ve Youtube, iki ayrı sosyal platform olmasaydı Youtube'da daha fazla bir büyüme olmayacaktı gibi garip bir durum çıkıyor ortaya. Bunun deep'in gözünden kaçmaması gerektiğini düşünüyordum. Sanırım, iki sosyal platform arasında Youtube'a olan ilginin blogger'dan daha fazla olmasının nedenleri sorulmak istenen.
Gerek blogger, gerekse youtube diğer sosyal medya organlarının aksine değer verdiğim, faydasına inandığım iki güzide sosyal platform. Her ikisinden de olabildiğince yararlanıyorum. Bunlar arasında önceliğim elbette blogger. Çünkü kendimi konuşarak değil, yazarak daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum. Benzer şekilde bir konuşmayı ya da filmi izlemektense okumayı tercih ederim. Yazarken vermek istediğiniz fikri okura tam olarak veremediğinizi düşündüğünüzde, gerekli düzeltmeleri yapmak daha kolay. Bazen bunu başaramadığınız hallerde yazamıyor, hatta yazdığınızı silip bir köşeye atabiliyorsunuz. Düşünceler, hayaller, duygular sözcüklere gizleniyor. Oysa konuşurken, dinleyici fikre tam olarak odaklanamıyor. Karşısındakinin saçı, gözü, kıyafeti, konuşmasının şekli, heyecanı konsantrasyonumuzu bozabiliyor. Aslına bakılırsa her iki iletişim şekli de birer yetenek. Hatipliği olmayan bir kişiyi dinlemek, kötü bir yazıyı okumak gibidir. İyi bir hatip boş bir düşünceyi hoş bir şekilde anlatıp yanlış fikirlere sevk edebilir insanı. Diğer taraftan mahir bir yazar boş bir düşünceyi edebi sanatların en üst seviyesinde süsleyerek yazsa bile iyi bir hatip kadar ikna edici olamaz.
Yazmayı ve okumayı daha gerçekçi bulurum bu yüzden. Blogger'ı vazgeçilmez kılan, insanların samimi düşünceleri ve hayal dünyasına açılan bir kapı olmasıdır. Elbette bütün bu anlattıklarım ticari amaca yönelik kullanımların dışındadır. Ticaret söz konusu olduğunda, ürünün allanıp pullanarak pazarlanmasıdır esas olan. Bu bakımdan blogger, youtube'a yetişemez. Çünkü görsellik youtube'da daha ön plândadır.
Youtube, her ne kadar içinde sulu, zevzek şeyler barındırsa da, haber, sosyal deney, sokak röportajları, belgesel, müzik ve muhtelif konularda kolayca erişilebilen önemli bir bilgi kaynağıdır benim için. Özetle, her iki platformu da severek kullanıyorum. Blogger'da hem etken, hem edilgen konumdayken, youtube'ta öyle görünüyor ki, hep edilgen kalacağım. Belki de bu yüzdendir blogger önceliğim.