04/08/2016 Perşembe,
Tire
Bugün
verandada kahvaltı yaparken geldi taş ekibi. Biraz geç kalktığım için Zeytin’i
çözüp girişteki demir kapıyı açmıştım. Dün geç vakit gelen TIR beton
kilit taşlarını kapının önündeki alana boşaltmıştı. Dolayısıyla ekibin dün kaldıkları yerden işe
başlamaları için hiçbir engel kalmamıştı.
Prefabrik
üniteler için bir miktar daha dolgu yapmak gerekiyor. Ayrıca giriş kapısının
önü ve yukarı yayla yolu tesviye edilecek. Çarşıda işim olduğu halde makinenin
başından ayrılamıyorum.
Dün
istendiği gibi İtfaiye Müdürlüğünü arıyorum. Telefona cevap veren kişi bugün
programlarında bizim olmadığımızı söylüyor. Kaplan suyu almaya giderken eşim
arkamdan sesleniyor. “Telefon”
Açıp
cevap vermesini rica ediyorum. Arayan İtfaiye Müdürlüğüymüş. Az önce programda
olmadığımızı söyledikleri halde bu kez yola çıktıklarını ve az sonra
yanımızda olacaklarını söylemişler. Beş kişilik bir ekip geldi. Ufak
tefek bazı eksiklikleri söylediler. Genelde tavırları yapıcıydı. Teşekkür edip
gönderdik.
Öğlen
oldu ama parke döşeme işi bitmedi. Yol gerçekten Taş Ev’e çok yakıştı. Eşimle
parke sınırlarını genişletmeyi tartışıyoruz. Eğer ellerinde fazla parke taşı
kalırsa Taş Ev’in önündeki yaklaşık otuz metrekarelik bir alanı da kapatsınlar
istiyoruz. Hatta giriş kapısının önündeki alanı da sayarsak en azından bir TIR
yükü parke taşı daha gerekecek. Ne yazık ki mevcut taş ancak yola yetti. Bu
vakitten sonra yeni iş ilavesi yüklenicinin de pek hoşuna gitmeyecektir.
Öğlen
yemeği veriyoruz ekibe. Yemekten sonra hemen çarşıya inip muhasebecinin açılış
için istediği belgeleri veriyorum. Resmi açılış yarın olacak.
Maliyeden iş yerini görmeye geleceklermiş. Hala eleman konusunda bir
gelişme yok. Herkes vergi levhasını soruyor.
İşlerim
bitince yanıma bir tanıdığı alıp yaylaya dönüyorum. Kepçe prefabrik ünitelerin
yerleştirileceği alanı düzenlemiş. Yukarı yayla yolunun reglajına başlıyor.
Kepçe
yukarı yayla yolunu da bitirdikten sonra girişi düzenlemeye başlıyor. Eğer
zamanında çakıl ve kum gelseydi akşama kadar bir eksik kalmayacaktı. Ama öyle
olmuyor. Malzemeyi getiren traktörün lastiği patlamış. Ekip uzun bir süre
traktör bekliyor. Ali Usta yarın ve yarından sonra gelemeyeceklerini ama pazar
günü işi tamamlayacaklarını söylüyor
Elif
Hanımı arıyor, prefabrikleri gönderebileceklerini söylüyorum. Yarınki programa
koyabilirse haber vereceğini söylüyor.
Ekip
mesaiden sonra ayrılıyor. Misafirimizle verandada oturuyor, biraz sohbet
ediyoruz. Hava kararmadan yukarı yaylaya çıkıp vanayı açmak istiyorum. Daha
yeni taktırdığım koca vanayı kırmışlar. Aşağıda su verdiğim komşumun
elemanlarından biri yapmış olmalı. Yarın sabah erkenden tamirat için ekip
gelecekmiş. "Bana haber verirseniz ben de yanınızda bulunmak istiyorum." diyorum. Borunun
tıkandığını söylüyorlar. Aslında tıkanan boru değil. Aşağıda ikinci bir vana
olduğunu bilmiyorlar. Bu durumda sadece ana vanayı açmanın hiçbir önemi yok.
Dönüşüme
Zeytin çok seviniyor. Bir ara üzerime sıçrayor. Pantolonuma dişi
takılıp cırt diye bir delik açıyor. Bir tuhaf davranıyor bugün.
Alıp ağacın dibine bağlıyorum.
Yolunuz da hayırlı olsun. Ne işler...
YanıtlaSilTeşekkürler. Bir işe girdik, sonu gelmiyor gerçekten :)
Sil