Dünkü yoğunluğun ardından pazar gününe hazırlanıyoruz. Oldukça geç yatmama rağmen sabah erkenden kalkıyorum. Mezeler ve et ürünleri büyük ölçüde tükenmiş durumda. Eşim geceden başladığı hazırlığa devam ediyor.
Giriş kapısının önündeki çitlembik ağacının dalları meyvelerini zor taşıyor. İlkokula giderken okulun bahçesindeki ağaçlardan çitlembik toplayıp yediğim günleri getiriyor hatırıma.
Çay ocağı sözde tamir edildikten sonra suyu kaynatmadı. Kahvaltı için önlem olarak evden semaveri getirmiştik. Kahvaltı saatinin bir an önce bitmesi için dua ediyoruz. Emine Hanım kolları sıvamış misafirler için katmer yufkalarını açıyor. Eşim yine döktürmüş. Katmer yetmezmiş gibi misafirlere sunulmak üzere iki çeşit kurabiye, börek ve pişi hazırlıyor.
Öğleden sonra yine Ödemiş, Bayındır'dan geliyor misafirlerimiz. Bugün Tire'den gelen de çok. Bütün masalarla ayrı ayrı ilgileniyorum. Hava düne göre biraz daha güzel. Veranda ve salonda ağırlıyoruz misafirlerimizi. Onlardan biri beş yaşındaki kızlarını da getirmişler. Adı Irmak. Kızımın adını taşıdığı için daha fazla ilgi gösteriyorum.
Dünden rezervasyon yaptıran Bayındır'lı aile İzmir'den misafirleriyle birlikte gelmişler. Doğrudan üst kata çıkıp kendilerine ayrılan masaya oturuyorlar. Vitrine ve menüye bakmaksızın bütün mezelerden istediklerini söylüyorlar. İzmir'den gelen misafirler hem manzaraya hem mezelere hayran kalıyorlar. Bazı mezeleri tekrar tekrar sipariş ediyorlar. Sıcak bir ortam oluşuyor. "Keşke burada konaklama imkanı olsaydı." diyor hanımefendi. Haftaya çok daha kalabalık bir grupla geleceklerini söyleyip şimdiden rezervasyon yaptırıyorlar.
Genellikle arkadaş ve dost tavsiyesi üzerine gelenler çoğunlukta. Çalıştığımız bir bankanın müşteri temsilcisi arıyor. Evlilik yıl dönümünü kutlamak üzere yarım saat sonra bir aile gelecekmiş. En güzel masalardan birini ayırıyorum. Güzel bir gece geçiriyorlar. Et yemekleri çok takdir topluyor.
Ödemiş'ten bir partinin gençlik kolları başkanı eşiyle evlilik yıl dönümleri için rezervasyon yaptırıyorlar. Aynı partinin Tire gençlik kolları başkanı şiddetle tavsiye etmiş Taş Ev'i. Geldiklerinde onlarla koyu bir sohbete dalıyoruz. "Bundan sonra gideceğimiz başka bir yer yok." diyor beyefendi. Menderes Havzasındaki gençlik kolları buluşmasını burada yapmak istediklerini söylüyor.
Telefonum çalıyor. Artık bu saatten sonra kimseyi kabul edemem diye düşünürken, telefonun ucundaki beyefendi oldukça nazik bir şekilde Karşıyaka Alaybey'den aradığını söylüyor. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine 19 Kasım'a rezervasyon yaptırmak istiyor. Daha o tarihe çok uzun bir zaman olduğunu söylüyorum. İnternetten masa düzenlememize çok beğendiğini belirterek, paranın mühim olmadığını, sadece çok güzel bir masa istediğini söylüyor. O gün kız arkadaşının doğum günü olduğunu, kendisinin önceden mutlaka gelip nasıl bir düzenleme yapılabileceği konusunda konuşmak istediğini söylüyor.
Gecenin sürprizi kızımdan. Geç vakit arkadaşının düğününden ayrılıp bize doğru yola çıktığını söylüyor. Bu vakitte yola çıkmamasını söylüyoruz ama dinleyen kim? Sabaha karşı varıyor yaylaya. Onun kafasında Venüs'ü götürüp kısırlaştırma işi var. Kafasına koyduğunu yapıyor da.
"Bundan sonrası boludur; rezervasyonlarımız doludur" diyeceğiniz zamanlar yaklaştı sanırım.
YanıtlaSilAllah hayırlısı ne ise öyle yapsın:)
Sil