Yazar: Çağdaş BALIBEY
Sayfa Sayısı: 172
Yayınevi: Beyaz Fil Yayınları
Okuduğum kitap hakkında değerlendirme yapmazdan önce başka okurların yorumlarına bakarım. Bazı yorumlarda belirtilen görüşlere katılır bazılarına katılmam. Okuduğum kitaplara ilişkin blogumda yaptığım değerlendirme, eserin üzerimde bıraktığı kişisel izlenimdir. Birçok yönden değerlendirmeye aldığım eserler hakkında, zihnimde oluşan duygu düşünceye göre yeri gelir onları göklere çıkarır, bazen de yerin dibine sokarım. Ancak genel olarak bu uç noktalardan uzak olur değerlendirmelerim. Zira kitap yazmaya cesaret eden bir insan belli bir seviyeyi yakalamış durumdadır en azından. Böyle bir yazarın kaleminden çıkan eserin iyi taraflarından söz ederken beğenmediğim yönlerini belirtirim. Bu kadar uzun bir girizgâh yapmamın nedeni var. Okuduğunuz bir kitabı beğenmediğinizde, yazarın ricasıyla veya ona yaranmak için ya da yapılan olumlu yorumlardan etkilenerek eseri eleştireceğiniz yerde onu ve yazarını yüceltir misiniz? Çağdaş Balıbey'in Balon Çobanı adlı romanını okuduktan sonra hayal kırıklığına uğradığımı gizleyemem. Sıradan bir roman olabilirdi ancak vasatın çok altında kaldığını gördüm. Beni esas şaşırtan husus, onlarca yorumun kitabı göklere çıkarması. Kitapla ilgili tek olumsuz eleştiriyi bu satırlarda okuyacaksınız muhtemelen.
Yazarın doğru dürüst bir biyografisi yok. LinkedIn'de ulaştım bazı bilgilere. Çağdaş Balıbey, kitabın basıldığı yayınevi Beyaz Fil Yayınlarının sahiplerinden ve aynı zamanda Genel Yayın Yönetmeni. Yazarın daha önce kaleme aldığı "Sıfır Noktası" adlı bir romanında zombileri konu ediyor. Absürtlükleri seven bir yazar olduğu belli.
Romanın kahramanlarından biri Suriyeli Abdad, gençlik yıllarında ABD güdümündeki orduların safında Irak topraklarına giriyor ve içi dolar dolu bir çantayla memleketine dönüyor. Yıllar sonra Suriye iç savaşı ve Işid mezalimi konu ediliyor. Savaşın vahşeti içinde Abdad'ın karısı Minel ve kızı Afra dışında ailesinden geriye kimse kalmıyor. Romanın diğer yüzünde Işidli bir militana ağabeyi tarafından imam nikahı ile verilen on altı yaşındaki Afra'dan dramı ve onun doğurduğu bebeğin yaşam öyküsü dillendiriliyor. Öyle ki, romanın ana kahramanı sayılabilecek bu şahsiyetin, henüz sperm halindeyken yumurtaya doğru gidiş yolculuğu, cenin haline gelişi, anasından doğumu, mülteci kampında çöp konteynerleri yanına bırakılması ve bir Türk askeri tarafından bulunup Türkiye'ye getirilmesi, oradan Mersin'de bir çocuk yurdunda iki yaşına kadar yaşadıkları bizzat kendisi tarafından dillendiriliyor.
Evet, konu ilginç, aynı konu nitelikli bir yazarın elinden güzel bir romana da dönüşebilirdi belki. Maalesef yazarı son derece yetersiz buldum. Her şeyden önce olaylar son derece abartılı, şiddet içeren anlatımlar gerçek dışı. Romanda şiddet unsuruna yer verilebilir ancak kitapta anlatılan şekilde değil. Hakan Günday'ın romanlarında geçen şiddet sahnelerinden sonra son derece basit kalıyor yazarın anlatımı. İfade tarzı da kalemi eline alan yazar sanıyor kendini, dedirtiyor. Edebi niteliği olmadığı gibi siyasi açıdan tarafsız değil. Aile içindeki vahşet Işid'e katılıp beyni yıkanan ağabeyin kardeşlerini ve babasını vahşice öldürmesinde inandırıcılıktan uzak kurgular, Abdad'ın daha önce evinde sakladığı cephanelikten aldığı silah ve mühimmatla yüzlerce teröristi öldürmesi gibi olaylardaki gerçek üstü kahramanlıklar sinir bozucu. Yazarın bir an önce yazarlık sevdasından vazgeçip genel yayın yönetmenliği görevine dönmesinin isabetli olacağını düşünürken, Balon Çobanı, okuduğum kitaplar arasında kötü yazılmış bir roman olarak yer edecek aklımda.