Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz devam ediyor. Önceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusu sevgili Sade ve Derin / DeepTone tarafından belirlendi.
"Yemek yemek, hazırlamak iyice kolaylaştı. Bu, bizim daha iyi yaşamamızı sağladı mı?"
Çağımızda yemek yemenin, yemek hazırlamanın iyice kolaylaştığını söylemek mümkün. Ancak bundan dolayı daha iyi yaşadığımızı söyleyebilir miyiz, bence bu mümkün değil. Çocukluğumda hazır çorbalar yeni yeni çıkmaya başlamıştı ama evimize girdiğini hatırlamıyorum. Çorba deyince başta tarhana olmak üzere, tel, arpa şehriye, pirinç çorbaları pişerdi evimizde. Hazır çorbaları hazırlamak daha kolay olsa da lezzeti evde pişirilen çorbaların yerini tutmadığı gibi içindeki koruyucu katkıların zararlı etkileri kafamızı kurcalamaya devam ediyor.
Yemek hazırlamak pek çok insana göre keyifli bir iş. Ancak çalışan çiftler ne yazık ki karınlarını doyurabilmek için alelacele pratik yemek yapmak zorunda kalıyorlar. Şimdi manav tezgâhlarına bakıyorum, sebzeler bir güzel ayıklanıp doğranmış, pişirilmeye hazır, üzerleri streçlenmiş olarak, gayet alımlı bir şekilde satışa sunuluyor. Elbette fireleri düşülüp el emeği eklendikten sonra fiyat iki katına çıkıyor o başka. Evet, bu bir kolaylık ama her kolaylığın bir bedeli var.
Günümüzde yemek yemek ve hazırlamanın işleri kolaylaştırdığı aşikâr ancak bize daha iyi bir yaşam sağladığını düşünmüyorum. Keşke insanların yeteri kadar zamanları olabilse ve kullanacakları malzemeleri satın alabilecek ekonomik durumları elverse de istedikleri yemekleri zevkle hazırlayabilseler... Evde hazırlanan yemeğin tadı başka oluyor. İnternet sayesinde hem her türlü yemek tarifine ulaşmak mümkün hem de temizliğinden emin olduğumuz sofralar kurmuş oluruz kendimize.
Eşlerden en az birinin yemek yapma işini sevmeli. Bizde eşim de ben de yemek yapmayı severiz. Eşim yemek yapma konusuna tutkuyla bağlı olduğu için ondan bana pek sıra gelmez. Sadece menemen yapılacaksa ancak o zaman söz sahibi olabiliyorum. Bir de otların ayıklama ve doğrama işleri üzerimde. Radika, turp otu, cibez, sarmaşık gibi ot işleri benden sorulur, zevkle yaparım.
Sonuç olarak daha iyi yaşamak için kendi yemeğimizi kendimiz yapalım ve zevkle yiyelim. Yemek sanatını mümkün olduğunca yaşamın hızına feda etmeyelim. Arada bir dışarıda rakı balığın keyfine de itirazım yok elbette.
Her ikinizin de yemek yapmaktan hoşlanması iyi. Dediğim gibi ben sevmiyorum ama illa evde tencere yemeği olur. Kendim aslında yemek yemeği de çok sevmem. Atıştırmak kolayıma gelir. Benim eşim de yoğurt mayalama ve sütlaç işini üzerine aldı. İkinisi yapmayı da çok sever. Aaa bir de balık ayıklayıp pişirme. Balık ayıklamak fena birşey.
YanıtlaSilİyi tarafının yanında olumsuz yanları da var tabii. Evde çok çeşitli yemek, kek ve tatlı türü yapıldığı için kilolarımızı dengelemek hayli zor oluyor. Çünkü yemek yapmak kadar yemeyi de seviyoruz. Yeni yemekleri denemekten hoşlanıyoruz ikimiz de. Balık temizlemek ve mutfakta kızartmak sıkıntılı, bu nedenle ızgara olarak dışarıdan söylüyoruz, bu şekilde evde koku duman olmuyor.
SilSevgili Kaystros sizden bir ricam olacak.. Hem Giritli hem Egeli, kısaca bu işin uzmanısınız. Bir yazı dizisi yapıverseniz bize otları anlatsanız, bir iki foto ekleseniz, pişirme önerileri yazsanız. O kadar makbule geçer ki anlatamam.. Ben otlara çok meraklıyım ve severim ama bazısını tanımıyorum bile ve pişirirken de kavur üstüne yumurta kır'dan öteye geçmek istiyorum.. Acaba diyorum yazar mısınız böyle bir seri?
YanıtlaSilEstağfurullah, kendimiz uzman olarak görmüyorum. Ot yemekleri aslında hazırlaması son derece kolay ve zaman almayan bir tür. Bir Gaziantep ya da Antakya mutfağının zorluğu ile kıyaslamak mümkün değil. Otlar genel olarak iki şekilde işlem görür. Radika, cibez, turp otu, çipohorta (bahçe otu) gibileri önce haşlanır, suyu süzüldükten sonra bol sızma zeytinyağı ve limonla servis edilir, hepsi bu. Diğer şekli kavurma şeklinde yapılır. Su ilave etmeksizin biraz zeytinyağı ile tercihan bir kuru soğan doğranarak tencerede kavurursunuz ve daha sonra pişmesine yakın isteğe bağlı içine yumurta kırabilirsiniz. Yumurtaların karıştırılıp sertleşmesinden sonra servise hazır. Avranoz (sarmaşık), kavurmalık karışık ot (pazı, kaz ayağı, ebegümeci, radika, pırasa vs).
SilBunlar benim anneannem ve annem tarafından sürekli yapılırdı evde. Şu mevsimde yaşadığımız Güzelyalı semtindeki manavlarda ve köşe başlarında tezgâh kuran satıcılarda bu tür otları bulmak son derece kolay. Fakat birkaç sene öncesine kadar kilosu 1,5 TL olan otların kilosunu 40 TL görünce insan şaşırıyor. Geçen sene ilk çıktığında sarmaşığın demeti 10 TL diye pahalı bulup almamıştım, bu sene demetine 50 TL verip aldım ki iki kişiye zor yeter.
Sevgili C. size geç cevap verdiğim için üzgünüm. Değişik bir dönemden geçiyorum, ne blogları okuyor ne de yazabiliyorum. Yukarıda anlatmaya çalıştığım konulara daha detaylı olarak blog sayfamda anlatıp birkaç resim koyabilirdim ama şu an kendime güvenemiyorum, belki ileride:) Bu otların en hassas yönü ayıklanması, bilen için kolay bilmeyen için zor gelebilir. Cibez en kolayı, gözüne kart, sararmış gelenleri at, gerisini üç beş santim parçalar halinde doğradıktan sonra iyice yıkayıp pişmeye hazırla. Turp otunu ayıklarken kalında dal parçaları, sararmış, kararmış yaprakları ayır. İnce dalları pişirince yumuşar ama kart olanlar ne kadar pişirsen de yumuşamaz. Radikanın her filizi dibinde köklerini kesip atmalısınız. Eğer kök kısmı kalınsa bıçakla artı şeklinde yarıp pişmesini kolaylaştırabilirsiniz. Daha sonra irice doğrayıp yıkadıktan sonra haşlanması gerekir. Haşlamalık otlar aynı zamanda güzel birer mezedir. Benim favorim radika. Kavurmalıklarda ise sarmaşık (ama doğal, hafif acımsı olacak) en sevdiğim ottur. Ayıklaması da değişiktir bu otun ve biraz tecrübe gerektirir. Her bir dalın sapından tutup üç santim kadar filiz başından başlamak üzere elinle koparmanız gerekir. Genel olarak üç kez bazen dört kez bu işlem tekrarlanır. Bunun sayısını o dalın körpeliği belirler. Eğer elinizle koparmakta zorlanırsanız bilin ki kalan kısım karttır ve asla yemeğe konulmaz. Bir demeti ayıkladıktan sonra çıkan kısmın azlığı size tuhaf gelebilir, içine soğan doğrayıp, (biraz salça da konabilir) iki yumurta kırarsanız tek kişilik sarmaşığınız hazır:)
Afiyet olsun:)
kopyalayıp not defterime yapıştırdım, çok teşekkürler :)
SilRica ederim, ne demek:)
SilZamanla insanlar türlü nedenlerle her şeyin kolayına kaçıyorlar. Haklılar da. İlk sırada ekonomik nedenler alım gücünü sınırladı. Büyük aileler çekirdek ailelere dönüşünce sofralar küçüldü, paylaşım azaldı. Yemek kültürünün kuşaktan kuşağa aktarıldığını düşünüyorum. Ancak yöresel yemeklerimizin pek çoğu unutulmak üzere. Çalışma hayatı, zorlu iş koşulları mutfağa ayrılan zamanı kısıtladı belki. Doğal, sağlıklı malzeme bulmak çok kolay olmuyor.
YanıtlaSilMutfakta uğraşmayı çok sevenlerden biriyim. Sevdiklerimiz için yemek hazırlamak da bir terapi gibi gelir insana. Sofra düzeni, göz zevki yaşama güzellik katar.
Zor dönemlerde yemekten söz etmek bile farklı düşünceler yükleyebilir insana. Az malzemeyle çok lezzetli yemekler hazırlayanları mutfak kahramanları olarak adlandırıyorum. Çok eski yıllarda israf değil de tutumluluğun öne çıktığı zamanlarda bizim mutfakta papara pişerdi. Bayat ekmekler lezzetli bir çorbaya dönüşünce tadı damağımızda kalırdı.
Sağlıklı günlere.
Kapitalizm yaşamı hızlandırdı. Çalışmaya ayrılan zaman bireysel yaşam tercihlerimizi önemli ölçüde kısıtlamakta. Doğal olarak son derece sağlıksız olan fast food ve hazır yemekler yoğun iş yaşamı yüzünden bir zorunluluk olarak hayatımıza girdi. Ben de mutfaktan büyük zevk alırım, yemek yaşamın en güzel olaylarından biri benim için. Papara deyince dedemlerin evinde pişen dible geldi aklıma. Çok basit bir yemekti ama onun dışında başka bir yemeği o kadar zevkle yediğimizi hatırlamıyorum. Dible karalahananın dilimlenip doğrandıktan sonra kavrulması ve pişmesine yakın biraz pirinç katılmasıyla yapılırdı. Öyle ki bütün ev halkı çalakaşık tencereye saldırırdık. Size de sağlıklı günler:)
Silotları haşlayıp zeytinyağı, sarımsak, tuz, limon oh ya :) girit otu, hardal otu ve senin dediklerin evet :)
YanıtlaSilHardal en sevdiğim otlardan biriydi ben çocukken ama nedense diğer otların yanında manavlarda pek bulamıyorum onu. Otlar güzeldir, zeytinyağı sızma bol limon. Sarımsakla aram pek yok:)
Sil