Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu da sevgili Manxcat / Kuyruksuz Kedi / Mrs. Kedi'den. Yaşamak için ne lazım diye soruyor Mrs. Kedi. Yani, şöyle;
Hadi gelin bir liste yapalım, en basit şekilde yaşamımızı idame ettirmek için nelere ihtiyacımız var? Mesela kaç giysiye, kaç ayakkabıya, hangi mobilyalara/eşyalara? Bir bakalım içimize dışımıza, neler olmadan yaşayamayız ya da nelerden kolayca vazgeçebileceğimiz halde kendimize yük alıyoruz? Liste tamamlanınca elimizde ihtiyacımızdan fazla olan şeyleri ihtiyacı olanlarla paylaşırız beki de her birimiz.
Bu sorular bana hiç uygun değil gerçekten. Evlenmeden önce belki cevaplayabilir ve son derece mütevazı bir liste çıkarırdım size. Giysi, ayakkabı konularında kadın ya da erkek olsun meraklıları vardır mutlaka. Gardıropları renk renk, model model giysiler, çantalar ve ayakkabılarla doludur. Ben bu konuda eşimi kendime danışman tuttum. İç çamaşırına kadar ne zaman, neye ve ne kadar ihtiyacım olduğuna o karar verir. Bana kalırsa bir çift kot pantolonu -o da biri yıkanınca diğeri giyilsin diye, parçalanıp eskiyene kadar giyebilirim. Öyle ki, kendim için bir giyim eşyasına ihtiyaç doğduğunda bile nazlanır, kapris yaparım. Yani, Allah ondan razı olsun, çok kahrımı çekmiştir.
Eşyalara gelince, durum pek farklı değil. Elbette benim fikrimi sorar eşim ama son noktayı kendisi koyar. Ben bundan rahatsız mıyım? Hayır. Çünkü eşim işin en iyisini bilir. Benim açımdan olmazsa olmaz nedir diye sorarsanız, çok az eşya, üzerimi örtecek bir kaç parça giysi çok bile. Eşime göre, evde fazladan bir eşyamız yok, ben demiyorum, o diyor.
Sorumluluğu eşinize atmanız sizin için iyi olmuş, çıkılmıyor yoksa işin içinden :) Benimde kocaman dopdolu bir gardrobum var. İhtiyacımdan fazlası olduğu da kesin ama ben çabuk sıkılan biriyim o yüzden hep farklı farklı giyinirim pekte şikayetçi değilim bu konuda. Gereksizleri, giymediklerimi bi süre sonra hala kullanılabiliyorsa başkasına veririm zaten. Kıyafetlerimin aksine ayakkabmda hiç yoktur:D 2 3 çift bir şey var yetmiyor. Yakında birkaç çift almam gerek sanırım...
YanıtlaSilSadece bazen okunmuş kitapların elimde durup durmaması konusuna takılıyorum. Kitaplarımı bir yere ya da birilerine ödünç ya da tamamen vermekten inanılmaz korkuyorum açıkçası. Bir dünya kitap var evde okunmuş. Kendi evim olunca da bir odayı sırf kitaplara ayırmayı düşünüyorum, ne kadar doğru bilmiyorum, çünkü sonuçta okunmuş başkasına versen ya da kütüphaneye falan vermek sanki daha mantıklı. Diğer her şey olması gerektiği kadar sanırım... Cevabımı burada vermiş oldum ben=)
Sanırım sorumluluğu atmakla ilgisi pek yok. Sadece gerilimi önlüyor diyebilirim. Bir de benim giyim ve ev eşyasıyla ilgili pek merakım yok. Fakat eşim, tedbirlidir. Elinin altında her şey olsun ister. O öyle mutlu, ben böyle. Önemli olan da bu zaten:)
SilKitaplara gelince. Daha büyük evlerde otururken sadece kitapları koyduğumuz odalar vardı. Şimdi küçüldük. Kitaplığımız bile kiraya verdiğimiz ve bir odasını eşya dolu olarak kapattığımız odada. Eğer kitaplık konabilecek kadar büyük öyle özel bir okuma/çalışma odası olursa hoşuma gider, yoksa hepsi yayıntı haline geliyor.
ha haaaa, politik cevap, akıllıca :) bi de iyimiş, kolayına kaçmışsın biraz, iç çamaşırını barik kendin alsaydın :)
YanıtlaSilHaksızlık etme deep:) Politika benim yapıma ters, biliyorsun. Hayır, iç çamaşırı işlerine de eşim bakıyor. Onun gibi birini bulamam ben:)
Silha haaa Allah seni yaa vallahi kahkaha attım :)
SilYa biz farazi konuşuyoruz ama Mr. Kaplan :D olmamış ki bu böyle :p yani if you had a chance to do... demek istedim ben liste yapalım derken :))
YanıtlaSilSöyledim ya Mrs. Kedi, bana bir yatak bir yorgan ve de bir laptop yeter. Yüz kızartıcı olmasa hücreye atsan beni, elime ver bir bilgisayar, başka şey aramam:) O kadar yani:)))
SilGenelde eve alınan eşyalar konusunda kadınlar suçlanır ya bizim evin çöpçüsü koca kişisidir. Belki eşyalarla ilgisi yok. Hani masa gereksiz ona göre ama farklı anlamlarda evi doldurur. Ben sadeliği severim
YanıtlaSilDemek ki eşler birbirini tamamlıyor:) Fakat, şurası kesin; blog yazarlarının hiç biri fazla eşyadan hoşlanmıyor:)
Siliyiymiş sizinki. böylece yazılara filan odaklanıyorsunuz demek :))
YanıtlaSilElbette, kafa rahat:)))
SilAnnemle babam da aynılar :)))
YanıtlaSilKayınvalideyle rahmetli peder de Alman oldukları halde tamamen aynılardı!
Fakat sanırım bizim kuşakta internet alışverişi kurtardı erkekleri :) kadınları da minimalist akım :))
Benimki biraz şantiyecilikten kaynaklanıyor sanıyorum. Gece gündüz çalıştığım zamanlarda eşim birkaç elbise alıp eve getiriyordu, beğendiklerini al, diğerlerini geri götüreceğim diyordu. Ne çektirdim kadına o zamanlar. Şimdilerde hiç çay içmediğim halde bazen çayını demleyerek o günleri telafi etmeye çalışsam da hakkını ödeyemem:)
SilListeyi eşiniz yapıp yazsaydı keşke 😂
YanıtlaSilDemek ki çok eşyaya gerek duymayanlardansınız
Oooo, sayfalar yetmezdi ki o listeye:)
SilEvet, ben fazla eşya sevmeyenlerdenim:)
Stilistiniz eşiniz demek. Onun seçimlerine teslim olmuşsanız bu konuda ona güveniyorsunuz demektir.
YanıtlaSil"Eşinize kolay gelsin, size de iyi günlerde kullanın" demek düşer, o halde bize :))
O benim her şeyim:)) Hani bir reklam vardı hatırlar mısınız bilmem. Küçük bir çocuğa arkadaşı sorar, annen ne iş yapıyor diye. Çocuk doktor, diye cevap verir. Beriki sorar bu kez, peki senin annen ne iş yapar? Başlar saymaya çocuk şivesiyle, benim annem muhendis, kuvaför, ayakkabı bağlayıcısı, aşçı, ... uzar gider. Kadınlar sağ olsunlar hep böyledir. Onlar olmasa, dünya dönmez:)
SilEşinizin seçiyor olması garanti bir yöntem olmuş. Seçim derdinden kurtulmuş oluyorsunuz. Kilit cümle o öyle mutlu ben böyle mutluyum.
YanıtlaSilSeçim bana kalsaydı çok zorlanırdım sanırım. En zorlandığım konulardan biri de birine hediye seçmek. Sanırım alışveriş yapmayı sevmiyorum. Eskiden AVM ye girince tansiyonum düşerdi:)
SilYa ben de hiç seçemiyorum hediye. Beynim duruyor sanki. Yurtdışında evlenecek çiftler büyük mağazalara gidip barkod okuyucu gibi bir aletle ihtiyaçlarını bir listeye kaydediyorlar, sonra yakınları gidip o listeden seçip ihtiyaçları olan bir şeyi alıyor. Bayılıyorum o sisteme :) Keşke bizde de olsa.
SilAaa, güzel bir sistemmiş, tam bana göre:) Çünkü bir hediye aldığın zaman karşındakinin beğenip beğenmeyeceğini bilmen zor. Adetten "Çok ihtiyacım vardı, çok teşekkürler" deniyor, inanmıyorum buna. Keşke, o zaman bir işe yarayacaktır mutlaka:)
Sil