Yazar: Tezer ÖZLÜ
Sayfa Sayısı: 125
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Son yıllarda okuduğum kitaplar arasında beni en fazla sarsan incecik bir kitap Yaşamın Ucuna Yolculuk... Türünden konusuna, üslubundan yazarına kadar tamamen farklı bir eser. Sarsıcı; çünkü hâlâ etkisi altındayım, iki gündür hem kitap, hem de yazarı hakkında araştırıp yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Önce türünden bahsedeyim. Hikaye türü bazen "anlatı" yerine kullanılabilse de, Yaşamın Ucuna Yolculuk kitabına hikaye tanımını yakıştıramıyorum. Anlatının her zaman bir anlatıcısı olur. Tasvir edilen olay, duygu ve düşünceler, anlatıcının anlatım tarzına göre şekillenir. Tezer Özlü, bütün çıplaklığıyla ruhunu yazıya döktüğü kitabında, "anlatı" türünün en güzel örneklerinden birini vermekte.
"İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir."
Tezer Özlü, adını çok duyduğum, kısacık ömründe çok az sayıda eser veren bir yazar. Genç yaşlarından itibaren yaşamı ve varoluşu sorgulayan, sürekli intihar eğiliminde, mevcut düzene baş kaldıran kişilik. Okurken kurgusal tek bir cümleye yer vermediği hissine kapıldığım, daha da ötesi, buna yürekten inandığım, yaşamın iki ucuna sıkışmış isyankar bir kadın. Yazar, Berlin'de yaşadığı dönemde kaleme aldığı Yaşamın Ucuna Yolculuk'ta, hayranlık besleyip etkilendiği Franz Kafka, İtalyan yazarlar Italo Svevo ve Cesare Pavese'in izini sürerken bir bakıma onların ruhuyla bütünleşiyor. Özellikle intihar ederek hayatına son veren Pavese'in sözlerinden yola çıkarak yaşamın anlamsızlığı ve tekdüzeliği karşısında ölümü tek çıkar yol gördüğünü farklı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Önce Kafka'nın mezarının ve doğduğu evin bulunduğu Prag'a, ardından Svevo'nun hayatını geçirdiği Triste'ye ve nihayet Pavese'in memleketi Torino'ya gidip onların yaşadığı evleri, sokakları geziyor, soludukları havayı teneffüs ediyor. Bir yandan diş ağrıları ve migrenden kurtulamadığı seyahatleri boyunca her gün farklı otellerde kalıyor, tesadüfen karşılaştığı kişilerde sevgiyi yakalasa da, kendisine yer bulamadığı yaşamın içerisinde, yalnızlık, öfke ve benlik arayışları yazarı daha önce birkaç kez deneyimlediği yaşamına kendi eliyle son verme fikrine adım adım yaklaştırıyor. Torino'da Pavese'in intihar ettiği Roma Otel'inin 305 numaralı odasında kalıyor ve onun hissettiklerini anlamaya çalışıyor.
"Yaşamımda elde edebildiğim bir tek başka boyut var: kimsenin sahip olamadığı bir boyut, cesaretleri yetmediği için sahip olamadıkları bir boyut, kendi kendilerine kıyamadıkları için, yaşam boyunca sürüklenip çıkamadıkları aklın boyutları. Deliliğin derin boyutunu tanıyorum diyorum. Akıl ve delilik arasındaki o ince çizgiyi. Önümde açılan puslu Akdeniz'in gökyüzüyle birleştiği ufuk çizgisi gibi. Denizin nerede bittiği, gökyüzünün nerede başladığının belirlenmediği sınır çizgisi gibi. Artık kimse çıkıp, bana bencil olduğumu söylemesin. Her "ben" bencildir, her "kır" kırsal olduğu gibi."
Yazar Tezer Özlü, üçüncü evliliğini aşık olduğu Hans Peter Marti adında kendisinden on yaş küçük İsviçre'li bir fotoğraf sanatçısı ile yapıyor. Ne yazık ki bu ilişki fazla sürmüyor, yazar, iki yıl sonra yakalandığı göğüs kanserine karşı büyük mücadele vermesine rağmen hayata tutunamıyor ve 43 yaşında Zürih'te hayatını kaybediyor.
İlk olarak "Bir İntiharın İzinde" adıyla Almanca basılan kitap, Almanya'da 1983 Marburg Yazın Ödülünü almış. Bundan bir yıl sonra "Yaşamın Ucuna Yolculuk" adıyla yazar tarafından yeniden kaleme alınmış.
Depresif bir zamanda okunmaması gereken bir kitap bu, tehlikeli... Bu durumda bir kişinin yazarın ruhuna girememesi, onunla aynı duyguları paylaşmaması mümkün değil. Sakin ve normal bir zamanda cümlelerin teker teker, sindirerek okunması gerek. O zaman düşünüyor, Özlü'ye hak veriyorsunuz.
Bu tarz vasiyetname tarzzı kitapları bir türlü okuyamam.(Absürd yazılar dışında) aşırı depresif geliyor bana.Az sayıda kitapla tanısak da severim Tezer Özlü'yü
YanıtlaSilEvet, Tezer Özlü'nün bu kitabının bir vasiyetname olduğunu söyleyenler var. Aşırı depresif bir kitap, yazarın duygu ve düşüncelerini tüm çıplaklığıyla ve duru bir dille anlatırken çoğumuzun aklından geçen ama korkarak zihnimizden kovduğumuz gerçekleri büyük bir cesaretle ortaya döküyor. Korkakların akıllı, delilerin cesur diye tanımlandığı yaşamda deli bir kardelen çiçeği...
SilUzak durduğum bir yazar. Depresif ruh hali son zamanlarda beni hiç yalnız bırakmadığı için, özellikle bu tarz kitaplardan uzak duruyorum. Tabii ki yüzde yüz kaçamıyorum o ayrı :)
YanıtlaSilHer ruh halinde okunacak kitaplar değil Özlü'nün kitapları. Hepimizin içinden geçtiği yaşam diğerleri dururken neden bazılarını bu kadar etkiliyor? Sıradan bir kişinin aklını yitirmiş dediği bu kişi kendi gözünden baktığında çevresindeki herkesin çıldırmış olduğunu düşünmüyor mu? O zaman onun için yaşam ne kadar zor.
Sil"İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir." cümleleri çok etkileyici geldi bana. Daha önce okumamıştım ama sizi bu kadar etkilediğine göre okunması gereken bir kitap olduğu aşikar. Umarım psikolojim bozulmaz:-) Teşekkürler öneri için.
YanıtlaSilKitap baştan sona bu tür cümlelerle dolu. Gerçeklerin içinde duyguları yok sayan olayları sadece akılla değerlendirmenin getirdiği son nokta. Okuyun bence. Benim psikolojim bozulmadı:) Tam aksine onun düşüncelerinin pek çoğuna sahibim ama onun cesaretine asla. Cesur olanı tımarhaneye tıkıyorlar çünkü. Rica ederim, ben teşekkür ederim:)
SilÇok uzun zamandır biliyorum Tezer Özlü' yü, genç yaşta öldüğünü ama bu kitabını bir türlü elim gitmedi almaya. Baharın en coşkun olduğu, herşeyin yavaş yavaş hayat bulduğu zaman alıp okumaya niyetlendim bu sefer. Yaşam hayat bulurken, ölümü anlatan bir kitabı okumak daha anlamlı olacak sanırım. Teşekkürler Tezer Özlü' ye yer verdiğiniz için.
YanıtlaSilBen de ismen biliyordum, intihar ettiğini sanıyordum ayrıca. Çok geç kalmışım yazarı okumaya, yaşamını öğrenmeye. Ama yine de yaşamının çocukluk kesitini henüz bilmiyorum. Diğer kitabı Çocukluğun Soğuk Geceleri'nde onu biraz daha tanımayı umuyorum. Ne demek, ben teşekkür ederim:)
SilTezer Özlü bildiğim ama okumadığım bir yazar. Okuması zor denildiği için elim gitmiyor kitaplarına sanırım. Bir gün mutlaka başlangıç yapacağım sanırım.
YanıtlaSilKendinizi iyi hissettiğiniz bir zamanda okuyabiliriz. Ben şahsen şimdiye kadar neden okumadım diye kızdım kendime:)
Sil2 kitabını okudum yazarın. Kitaplarında hemen hissediliyor o sürekli sorgulama hali. Biraz ağır, düşündüren cümleler genelde.
YanıtlaSilBen geç kaldım, biliyorum:) Kesinlikle katılıyorum size. Beni alakadar eden de bu sorgulayıcı tarafı zaten. Pek çok konuda düşünce bakımından benzeştiğimi gördüm. Dediğim gibi, onun kadar cesur olamamam beni akıllılar cephesinde tutuyor:)
SilTezer Özlü, kitaplarından önce hayat hikayesi ile ilgilendiğim ve uzun zamandır okumak istediğim bir yazar. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Az sözle çok şey anlatmak kolay değildir. Yazarı ve okuduğunuz eserini kısa ama oldukça öz bir şekilde tanıtmayı başarmışsınız. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilHayat hikayesi oldukça ilginç. Evlilikleri, aşkları, başına buyruk kaçışlarıyla sıra dışı bir yazar. Çok teşekkür ederim:)
SilHiçbir şeye aldırmayacak kadar neşeli olduğum bir dönemde okumak üzere ..diyorum. Uyarı için teşekkürler
YanıtlaSilSevgiler
İyi düşünmüşsünüz. Düşünmek insanı insan yapan bir meziyet ama derin düşünmek bazen akla zarar, bazen çıkış yolu ama nereye çıkar bilemem:) Rica ederim, ben teşekkür ederim:)
SilTezer Özlü başta anlam verememiş olsam da onun hakkında daha fazla şey öğrendikçe o kısacık yazılarından çok etkilendiğim bir yazar oldu. Dışa yansıttığı umursamazlığın altındaki kırılganlık o kadar gerçek ki... Sizin not aldığınız alıntılar da çok güzelmiş. Teşekkürler kitap yorumu için. :)
YanıtlaSilSanki bu dünyaya ait değilmiş gibi. Yaşam ona zevk vermiyor ama çoğu eleştirileri yerinde sorgulamaları düşündürücü. Ben de çok etkilendim. Toplum onu yalnızlığa mahkum etmiş, bu yüzden her şey anlamsız onun için. Ben teşekkür ederim:)
SilTezer Özlü... O kadar açık ve o kadar net yazmış ki satırlarını...
YanıtlaSil"Bazen ne istiyorum biliyor musun?
Yanımda ol,
Dizime uzan.
Hatta konuşmayalım bile o an.
Sarılma, öpme... Ama yanımda ol.
Neredesin, n'apıyorsun, kimlesin?
Bunların hiçbirini düşünmediğim bir an olsun istiyorum,
Güvende ve iyi olduğunu bileyim.
Yani... Yanımda ol. "
Daha ne desin ki?
İçtenliği çok etkileyici. Dünya işleri, yaşam umurunda değil çünkü. Ama yalnızlıkla boğuşuyor, adına her denecekse, onun aradığı saf bir sevgi, çıkarsız, dünü ve yarını düşünmeden. Özellikle yaşama yeniden bağlandığı son zamanlarında karşılaştığı illet, onu bütün düşüncelerinde haklı çıkardı. Son nefesini verirken yine yalnızdı... Acı, hüzünlü bir yaşam ve bunu çırılçıplak seriyor gözümüzün önüne, kaygılarından tamamen arınmış olarak...
SilBen 2-3 sene önce keşfettim yazılarını Tezer Özlü'nğn. Öylesine isyankar ki... Ruhumu sarıp sarmaşıyor ne zaman okusam. Kalbimin derinliklerinde hissediyorum isyanını, sitemlerini...
Sil"Karşıma çıkan her şey yetersiz. Soluduğum her şey yetersiz. Dalgalar, odalar, mekanlar, sevgiler yetersiz. Suların tadı yetersiz. Günlerin uzunluğu yetersiz. Haftaların günleri yetersiz."
O kadar içten yazıyor ki, etkilenmemek mümkün değil. Çoğu zaman aklını kaçırmış bir kadının hezeyanları olduğuna inanırken insanlar, kendileriyle yüzleşmekten korkuyorlar. O her zaman doğruları söylüyor bence, cesaretle, ama çevresinde onu anlayacak kimsesi yok. Onu anlayan kendisinden şüpheye düşüyor, deli damgası yemekten kaçıyor. Bu yüzden yalnız. Ve pek çoğumuz onun düşündüklerinin aksini düşündüğümüz için toplum tarafından saygı görüyor, normal karşılanıyoruz.
SilBence çoğumuz onun yazdıklarını kendimize itiraf edecek kadar derinlere inip ileri gidemiyoruz. Yüzeyde yaşıyoruz. Bilindik olandan şaşmıyor, güvenli limanları terkedip derin sulara dalmıyoruz. Boynumuzu aşmayan sığ sularda yaşamayı yeğliyoruz.
SilKesinlikle. Bu yüzden saygıyı hak ediyor bence Tezer Özlü. El altında tutulması ve zaman zaman dönüp yeniden okunası bir kitap.
Silen sevdiğim yazarın en sevdiğim romanı. bana neşe mutluluk yaşama sevinci veren bu yazarın en önemli romanı, ikincisi de çocukluğun soğuk geceleri :) bütün kitaplarını en az 3 kez okudum, hakkında herşeyi, roportajlarını, entelektüel bir gezgin, esprili, hele kızı ile konuşmaları çok tatlı, abisi demir özlü, edebiyatımızın devi, geçenlerde öldü, bu abi kardeşin evlerini buldum gidip, fatihte, feriköyde, osmanbeyde :) tezer özlü, sevim burak, leyla erbil, üç yıldızımız :)
YanıtlaSilBen de çok sevdim Deep. Yalnız bakış açılarımız tamamen aksi yönde:)) Sen bu kitabı okuyup mutluluk, yaşama sevincinden nasıl bahsedebiliyorsun? Kadın yaşamın anlamsızlığından bahsediyor, yaşam ile ölüm arasındaki çizgide dolanıp duruyor. Hem de 3 kez okumuşsun. Senin gözlerinden bakmak isterdim dünyaya:)
Siliyi kurgu yazdığını gösteriyor işte, müthiş bir dil, müthiş bir hayal güzü ve zihin, eğlenceli, neşeli biri o, çok gülen, yazarken kendine böyle bir dünya kurmuş :)
SilKurgudan ziyade kendini olduğu gibi yazıyor bence. Düşünmeye zorluyor insanı. Olanca çıplaklığıyla döküyor içini, içtenlikle, cesurca. Onun güzel yazayım diye bir derdi yok. Yazmayı kendine bir kaçış, kendisini rahatlatmak için bir araç olarak görüyor. Dili kötü değil, akıcı, yüreğiyle yazıyor, beni en çok etkileyen de bu yönü oldu.
Silbu arada sen artık bloglarda hiç gözükmüyorsun bir aydır, döncen yine demi blog dünyasına :)
YanıtlaSilSenin kadar hızlı değilim. Kitap okumak, blog yazmak ve blogları ziyaret epey zamanımı alıyor. Takip ettiğim bloglara günü gününe yetişemiyorum ama gittiğimde önceki yazılarına da bakıp yorum yapıyorum genelde. Sana da yarın uğrayacağım bir manin yoksa:))
Silİdolüm olan yazardır ve en sevdiğim kitabıdır. Acısı, aşkı, direnişi....Muhteşem bir kadın.
YanıtlaSilAynen katılıyorum, okurken ben de yanında hissettim kendimi. En çok etkilendiğim bir yazar oldu Özlü.
Silbu arada, şimdiye dek okuyup yazdığın kitaplar arasında bencesi en iyi ve önemli edebiyat yapıtı buydu :)
YanıtlaSilKatılıyorum Deep, bence de öyle:) Bir de şu neredeyse aşık olduğu Cesare Pavese'nin kitaplarını okumak isterim. Adamda ne bulmuş bu kadar etkilenecek?
Sil