Yağmur çisil çisil yağıyor. Bugün yine müze gibi Taş Ev. Kulaktan duyan ya da tabelamızı gören soluğu taş evde alıyor. Nisan ayında yapılacak bir nişan töreni organizasyonu için görüşmeye geliyor bir aile. Menümüze bakıyorlar mekanı çok beğeniyorlar ancak bir sorun var. Bizim küçük Taş Ev'imiz en fazla elli kişi alıyor. Onlar altmış, yetmiş kişi oluruz diyorlar ama akılları burada kalıyor. Kartvizitimizi alıp sayıyı düşürme imkanlarını araştıracaklarını söyleyip ayrılıyorlar.
Yağmurun yanı sıra bir de sis çıktı. Köyden yukarı çıkan yollarda göz gözü görmüyor. Şehre çökmüş bulutlar olağanüstü bir görüntü veriyor. Değişik bir yağmur bu. Muson yağmurlarını andırıyor. Kocaman bir süzgeç sürekli ve şiddetini değiştirmeksizin bahçeyi suluyor adeta. Toprak yağışın önemli bir kısmını emiyor. Onca şiddetli yağışlarda zemin sertliğini koruduğu halde bugünkü yağmur toprağı yumuşatıyor. Kahvaltıya gelen misafirlerimizden biri arabasını çamurlaşmış topraktan zor kurtarıyor.
Şehre inip eksilen malzemeleri aldıktan sonra Alp ile birlikte yaylaya dönüyoruz. Yukarıda yağmuru seyretmeye dalıyorum. Şehrin ortasında asılı bulutlar devamlı yer değiştiriyor. Doğa olayları adeta bir şov yapıyor karşımda. Bulutların silindir şeklinde peş peşe bir aşağı bir yukarı hareket etmesi tam bir görsel ziyafet sunuyor.
Taş Ev'in tanıtım eksikliği dile getiriliyor bugünlerde. İlk kez gelenler önce müze gezer gibi dolaşırken hayranlıklarını gizlemiyorlar. Onlara kısa bilgi veriyorum. Tesadüf eseri dolaşırken ya da tabelayı görüp geldiklerini söylüyorlar.
Akşama doğru gelen misafirlerimizden biri ODTÜ'lü olduğunu söylüyor. Genç göstermesine rağmen benim oraya başladığım yıl mezun olmuş. Masalarına davet ediyor. Birbirimize ailelerimizden bahsediyoruz. Eski bir dostu görmüşçesine seviniyorum.
Gece yağmur kesiliyor. Gökyüzüne bakıyorum. Kara bulutların arasındaki boşluklardan yıldızlar görünüyor. Hava tahminleri yarının yağmurlu olduğuna işaret ediyor. Yağmur yollarımızı daha çok bozuyor. Dünün aksine erken kalkıyor misafirlerimiz. Yarın kahvaltı servisi için Taş Ev'e erken gideceğimizden buna en çok ben seviniyorum.
Dört mevsim Taş Ev iklimi :)
YanıtlaSilSonbahar ve kışı gördük, sırada ilkbahar ve yaz var:)
SilBulutlara tepeden bakıyorsunuz :)
YanıtlaSilBulutlar dans ediyor karşımızda. Bazıları altımızda, bazıları üstümüzde. En güzeli bizim bulunduğumuz seviyede olanı. O zaman şehir bulutlar altında görünüyor:)
SilYüksekten bulutlara yakın olmak, onları yakından izlemek güzel olsa gerek. Uzak doğuda Hindistan köylerinde sevgililerini bekler gibi muson yağmurlarını özlemyle beklerler. Yağmur başladığı an insanlar nasıl sevineceğini bilmezler; herkes kendini meydanlara atar kendini çıplak ayaklarını toprağa vurarak ve tepinerek, binlerce kişi ritimle büyük çığlıklar atarlar. Hayal olduğunu inandıkları bir umuttur artık. Elle tutulan ve ekilen toprağın diriliş vaktidir o an. İnanç, hayal ve umut onları tekrar hayat nedir öğretir. Şimdi de hasat vartidir beklenen.
YanıtlaSil.....
Taş ev de bunun gibidir. Artık bir kişinin memnuniyeti, bir kişiye kadar giden bir referans zinciri oluşturacak. Önemli olan çokluk da değildir. Taşev'in de, ağırlanan misafirlerin de niceliği olduğu kadar niteliğidir.
.....
Taşev daha nelere şahit olacak. Taşev'in en büyük özeliliği de burada misafir olanların kulaktan kulağa anlattıkları güzel anılarla anılması olacak. Asıl inandırıcı tanıtım böylece doğal olarak kendiliğinden yapılmış olacaktır.
Harika bir gösteri bu. Muson yağmurları gerçek bir diriliş dediğiniz gibi, festivallerle karşılanır. Umman, Yemen sınırında Salallah isminde bir vilayet var. Muson yağmurlarını orada yaşayanlardan dinlemiştim.
SilTam da arzu ettiklerimi dile getirmişsiniz:)
hayat işte mevsimler geçiyor :)
YanıtlaSilHayatımızın sonbaharında kışı yaşıyoruz, neyse ki önümüz bahar:)
SilEn sevdiğim şeylerden biridir; bulutları seyretmek ve fotoğraflamak....
YanıtlaSilGerçekten de oldukça keyifli...
Sil