Yeni bir ay, dünkü tatilden sonra bizim için yeni bir hafta başı. Sabah saat yedi buçukta vardık Tire'ye. İzmir'de hava sıcaklığı artı bir derece gösterirken Tire'ye vardığımızda eksi üç olmuştu. Bu durum yayladaki sıcaklığın en az sıfırın altında altı derece olduğu anlamına geliyor. Acaba tuvaletler dondu mu yine? Eve varınca koltuk başında sızdım biraz ama doğru dürüst uyuyamadım. Fırat ev işini bağlamak üzere olduğunu, işi bitince taksi tutup geleceğini söyleyince yukarı yalnız çıktım.
İlk işim tuvaletlere bakmak oldu. Şükürler olsun hepsi çalışıyor. Aşkın Şef gelir gelmez meze hazırlıklarına başladı. Ben de ortalığı toparlamaya giriştim. Sobayı temizledim, odun hazırladım biraz. Yarın için bir evlilik teklifi organizasyonu rezervasyonu yapılmıştı. Sabah gelen telefonda ise evlilik yıldönümü için özel masa düzenlenmesi istendi. Daha önce söylediğim üzere mutlu günlerin mekanı olması Taş Ev'e farklı bir hüviyet veriyor.
14 Şubat Sevgililer Günü için organizasyon düşünmezken şimdiden talepte bulunulması karşısında fikrimi değiştirmeye başladım. Öyle bangır bangır müzik değil de bir gitar dinletisi olabilecek belki kafamda tasarladığım.
Gündüz saatlerinde misafirlerin gelmesi sevindiriyor. Güneş biraz da olsa ısıtıyor. Misafirlerden bazıları terasa çıkıp yemeklerini orada yiyorlar. Şömine sobayı saat dörde doğru yakıyoruz. Bu saatlerden sonra soğuyor hava birden
Evlilik yıl dönümü için masayı hazırlıyoruz. Kurumuş çiçek yapraklarından kalp şekli verip içine mumlar yerleştiriyoruz.
Akşam nezih konuklarımız geliyor. Herkes memnun ve mutlu ayrılıyor. Daha ne isterim ki...
Akşam nezih konuklarımız geliyor. Herkes memnun ve mutlu ayrılıyor. Daha ne isterim ki...
Mutluluk bulaşıcıdır derler. Sizden Ege'ye, Ege'den Marmara'ya, oradan tüm Türkiye'ye...
YanıtlaSilNe demiş şair, "Derken karanfil elden ele..."
:)
Güzel sözler için teşekkürler:)
SilTutukludur iki gönül bir kelepçede. Bir kelepçe ki; biri sağ, diğeri sol elde.
YanıtlaSilBu sözler her şeyi özetliyor aslında.
Sil