Tam artık havalar ısındı demeye başlamışken serin bir sabah karşılıyor bizi. Güneşin bulutların arkasına gizlendiği anlarda batıdan esen soğuk rüzgar kış günlerini anımsatıyor. "Soba yakılmaz artık bundan sonra." dediğimiz anda ister istemez şömine sobayı tutuşturuyoruz. Bir iki odun atsam salonun soğuğunu kırmaya yetecek.
Havuzun yanı başında elemanların hazırladığı güneşe nazır kahvaltı masası davetkar görünüyor. Hafta sonları alışkanlık haline getirdiğimiz çıtır simit vazgeçilmezimiz. Uzun yıllar Ankara'da bulunmamız sebebiyle çocukluğumun "Gevrek" sözcüğü hala garip geliyor dilime. Temizlik ve hazırlık işleri tamamlandıktan sonra kahvaltımızı yapıyoruz.
Erken saatlerden itibaren Kaystros Müzesi ziyaretçilerini ağırlamaya başlıyor. Bazı misafirler arabalarını bahçe kapısının girişinde bırakıp keşif kollarını gönderiyorlar. Mekanı ve manzarayı beğenince gidip dışarıda onlardan haber bekleyen yakınlarını alıp geliyorlar. Artık ciddi ciddi düşünmeye başlıyorum gezmek ve fotoğraf çekmek için bir ücret koymayı.
İki hanımefendi ürkek adımlarla yaklaşıyor Taş Ev'e. Kapıda karşılıyorum. "Biz şöyle bir gezelim dedik, arkadaşlarımız gelmiş, çok beğenmiş." "Buyrun, efendim. İstediğiniz gibi gezebilirsiniz, şimdilik bu iş için ücret almıyoruz." İlk soruları beni şok ediyor. "Buralarda böyle satılık ev var mı bildiğiniz?" Sakin olmalıyım, sakin olmalıyım. "Efendim, satalım size bu Taş Ev'i eğer çok beğendiyseniz?" Şaşırıyorlar, "Gerçekten mi?" Gerçek değil elbette.
"Hanımefendi, emlakçınıza sorabilirsiniz bu soruyu, burası bir restoran."
Hanımefendinin merakı başka.
"Peki siz niye satmak istiyorsunuz?"
Yok bacım, benim sattığım falan yok, Allah sattırmasın.
"Hani öyle dediniz ya."
"Siz beni emlakçı yapınca, benim ağzımdan da öyle bir cevap çıktı, işte."
"Espri yaptınız yani."
"Öyle diyelim."
"Peki o zaman, annemizi alıp geliyoruz."
Az sonra elinde değneği olan teyzeyi alıp geliyorlar. Kapıdan içeri girince merdivenlere dikiyor gözlerini yaşlı kadın. Bana dönüp derin bir iç çekiyor, "Aşağıda oturacak yer yok mu? Ben çıkamam, ki." Yanındakiler bana göz kırparak yaşlı kadına dönüyorlar. "Çıkarsın, çıkarsın." Tırabzanlara dayanıp ağır ağır çıkıyor yukarı, teyzem.
Dün İzmir'den Tire'ye iş için geldiklerini söyleyen iki iş adamını ağırlamıştık. Yemeklerinin yanında ayranlarını içtikten sonra usulca yanına çağırdı onlardan biri. "Burada namaz kılabileceğimiz bir mescit var mı?" Çıkarken dostane tavsiyesini bırakıyor. "Namaz kılmak için bir oda ayarlayın en azından." Söylenecek çok söz var ama içime akıtıp susuyorum. İçkili lokantada mescidin ne işi var? Beyefendi devam ediyor. "Sadece bizim için değil başkaları da sorabilir."
Bugüne doğum günleri imzasını atıyor. Kiraz'dan bizi bulup nişanlısına doğum günü sürprizi hazırlayan beyefendi yemeğin sonunda eşimin hazırladığı nefis doğum günü pastasının iki dilimini büyük bir keyifle midesine indirdikten sonra garsona kalanının paketlenmesini söylerken Aşkın Şefin bütün hayalleri suya düşüyor.
Gecenin ilerleyen saatlerinde eğlenceli ikinci doğum gününe ev sahipliği yapıyoruz. Aşkın Şef'in çok sevdiği kızının doğum günü tam bir parti havasında geçiyor.
İnsan olumlu düşündükçe olumlu cümleler turabiliyor. Hayatımızda olumsuzluklar olabiliyor. Bundan bile hayır umabiliyoruz. İstemediğimiz şeyler hayatımızda olabilme ihtimaline karşılık bilinçalmtımızda "Bu da geçer Yahu" diyebileceğimiz bir kültürü özümsediğimizde, herşeye hazırız demektir. Bilinçaltı kapımızı doğru, iyi ve güzel duygulara açık tutmalıyız. Canımızı sıkan, içimize attıklarımızı paylaşabileceğimiz dostlarımız olsun. İçimizde tuttuğumuz dilekler biliyorum ki; sadece kendi nefsimiz için ve kendi menfaatimiz için değil, aynı zamanda bütün insanlık için olduğunda da ulvi bir hoşluğu da iç dünyamızda yaşıyor sayılırız. Karıncanın yürüyüşünden bile etkilenebilen bir insan kalbini düşünün, karıncaya kalbinde yer vermiş demektir. Bu blog sayfası aynı zamanda empati yapabileceğimiz bir sayfa değerinde paylaşımları da içinde barındırıyor diyebilirim. İşleriniz rast gitsin.
YanıtlaSilDüşünceleriniz şevk verici. Teşekkür ederim. Keşke herkes sizin gibi olumlu düşünebilse...
SilTeşekkürler.
Mutlu günlerin adresi artık belli :)
YanıtlaSilTam istediğim yolda:)
Sil