"Ülkeler, hükümetler, öncelikle Rusya ve A.B.D., uzay programları için milyonlarca dolar harcıyorlar. Ay, Mars, diğer galaksiler, kara delik, diğer evrenler bugünlerde odak noktaları. Bazı insanlar bu kadar paranın daha çok dünya sorunları için harcanmasının doğru olduğunu düşünüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?"
Evet, ben de onlar gibi düşünüyorum. Bu netlikte cevap vermemin sebebi sorudaki "daha çok" ifadesi. Elbette elimizdeki kaynakların önce dünya sorunlarının çözülmesi için harcanması gerekir. Hani ayranı yok içmeye... diye başlayan meşhur bir atasözümüz var, aynı o hesap. Sanki açlığı, kıtlığı, salgın hastalıkları, savaşları, küresel ısınmanın yarattığı sorunlarımızı, fırsat eşitliğini, ırkçılığı, din sömürüsünü, çeteleri, mafyaları çözdük de şimdi sıra uzayı keşfetmeye geldi.
Uzay araştırmalarına kaynak aktarılmasın demiyorum. Bilimsel çalışmaların her zaman desteklenmesinden yanayım. Ancak yapılan her işin doğru bir amacı, zamanı, plân ve programı olmalı. Soğuk savaş döneminde yapılan uzay araştırmaları A.B.D ve Rusya arasında bir yarışa, gövde gösterisine dönüşmüştü. Milyonlarca dolar harcanıp aya ayak basıldı ve başımız göğe erdi. Neil Armstrong, aya ayak bastıktan sonra "Benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım" demişti. O tarihten bu yana tam 53 yıl geçti. Onca zaman içinde aya yaptığı bu mukaddes ziyaretin insanlığa ne faydası oldu? Bence astronot bey oldukça mütevazı konuşmuş. Asıl söylenecek cümle şu olmalıydı: "İnsanlık için küçük ama benim için büyük bir adım!" Zira aya ilk basan insan olarak tarihe ismini yazdırması dışında bu vatandaşın dünyada süregelen hiçbir sorunu çözdüğünü sanmıyorum.
Uzay araştırma programlarının bir amacı, bir hedefi olmalı. Amaç dünyanın dış güçlere karşı güvenliğini sağlamak ise, buna sadece gülerim. Yıldız savaşları sadece fantastik, bilim kurgu filmlerinde olur. Başka gezegenlerden gelip dünyamızı tehdit edecekler masalına inanmıyorum. Başka gezegenlerde yaşam olmadığını düşündüğümden değil. Bizim ulaşamadığımız yerden gelen bir türün teknolojisine karşı tankla füzeyle karşı koymamız bana mantık dışı geliyor. Kaldı ki düşmanı uzayda değil dünyamızda aramak daha akıllı bir yaklaşım olacaktır.
Evrenin oluşumu, kara delikler, solucanlar vs. konularda araştırma yapmak, bilinmeyenleri çözmek ve bilime katkı sağlayacak çalışmalar için uzay programları sürdürülmelidir. Elbette bunlara ayrılacak bütçede aşırıya kaçılmamalı.
Rusya, Soyuz roketleriyle uzaya astronot göndermek için 80 milyon USD, A.B.D ise 50 milyon U.S.D istiyormuş! Pek muhterem cumhurbaşkanımız da parayı basıp bir Türk astronot gönderecekmiş uzaya! Neremle güleyim bilemedim. Her şeyimiz tamam, her rengi boyadık, bir fıstık yeşilimiz kaldı!
Gelelim dünya kaynaklarının azalması ve yeni kaynak arayışları için uzaya açılma meselesine. Eğer dünya kaynaklarını "insan" gibi kullanabilsek, çevreyi kirletmesek, sağlığa zarar vermeyen yeni kaynaklar araştırabilsek mevcut kaynaklarımız güneş sönene kadar yeter bize. Bu da yaklaşık 10 milyar yıl demek. O zamana kadar birbirimizi yemeden ayakta kalabilirsek şüphesiz teknoloji bizi başka gezegenlere götürebilecektir zaten.
Uzay programları kapsamında yapılan araştırmalar sayesinde bugün kullandığımız bazı alet, cihaz ve teknolojik yeniliklerin hayata geçirildiğini biliyoruz. Bununla birlikte, uzay çalışmalarına ayrılan bütçe, hiçbir koşulda, yazımın başında değinmiş olduğum dünyanın temel sorunlarının çözümü için ayrılan bütçenin yüzde onundan fazla olmamalı bence.
"Her rengi boyadık, bir fıstık yeşilimiz kaldı!" şuna hakikaten katılıyorum. :D
YanıtlaSilYazı genel olarak benim düşüncelerimle de örtüşüyor. Ama uzaya ayrılan paranın oraya aktarılması diye sorulan konu başlığında bence yanlış yönlendirme var. Bu kadar parayı uzay araştırmasına harcayan devletlerin o kıtlıkları çözmek için illa ki parası olduğuna eminim. Sadece yapmak istemiyorlar.
Tartışmanın boyutu genişletilebilir elbette. Dünyada gereksiz ya da anlamsız yere akıtılan o kadar çok kaynak, o kadar çok israf var ki uzay programlarına ayrılan para onların yanında bir hiç kalır diyebilirsiniz. Ancak sizin de belirttiğiniz üzere soru uzay çalışmaları ile sınırlandırılmış. O vakit bir tercih yapmak zorunda kalıyoruz. Açken araba sahibi olmayı mı, arabadan vazgeçip karnınızı doyurmayı mı tercih edersiniz? Araba ihtiyaç fakat karın doyurmuyor, bu yüzden ben, diğer pek çok insan gibi, paramı arabaya yatırmak yerine karnımı doyurmayı tercih ederim. Benim bakış açımdan yanlış olsa da, farklı düşünen insanların olduğunu biliyorum. Adam sen de, diyor böyleleri, dünyaya bir kere geldik, ne istersek alırız, ne istersek yaparız. Yarını düşünmeden paralarını lüks yaşama yatırırlar. Yıllar sonra anlarlar hatalarını ama artık çok geçtir. Ben uzay çalışmalarına ayrılan paraları biraz bu gözle gördüm. Bir taraftan dünyayı yaşanmaz hale getirirken yaşamımızı sürdürebilmek için yeni dünyalar arıyoruz. Oraya ayırdığınız kaynakları dünyayı yaşanılır hale getirmek için harcasak daha iyi olmaz mı?
SilTartışmanın bir diğer boyutu ise şu: Ya insan ırkı adam olmaz. Sadece kendini ve bugünü düşünür. Dünya sorunlarıyla ilgilenmez, asla yeterince kaynak ayırmaz onlara. Madem kaynaklar har vurup harman savruluyor, o zaman onca lüzumsuz harcama yapmak yerine uzay çalışmalarına ne kadar fazla pay ayrılırsa o kadar iyi olur şeklinde düşünebilir. Bu yaklaşım doğru değil bana göre. Battı balık yan gider, diyeceğimize, insan olarak doğru şeyler yapmak ve yaşamı ilgilendiren konulara öncelik vermek gibi vicdani sorumluluğumuz var. Teşekkür ederim:)
Kaldı ki ciddi bir kesim Neil Armstrong'un gerçekten aya gitmediğini de savunuyor. Bu konuda ciddi bilgi ya da araştırmam yok ama hükümetlerin yalan-dolan kapasitesine bakınca oldukça olası bir durum.
YanıtlaSilÇıkarları söz konusu olduğunda hükümetlerin yalan söyledikleri, halkı kandırdıkları, hatta savaş, iç savaş çıkarttıkları, bundan sonra da aynı şeyleri yapabilecekleri bir gerçek. Aya gitme meselesinde ne gibi çıkarları olabilir, bilmiyorum. Kaldı ki, teknoloji bu kadar ilerlemişken ve ülkeler arasında çetin bir rekabetin hüküm sürdüğü bir dünyada böyle bir tartışmayı şahsen anlamsız buluyorum. Hükümetlere güvenmiyoruz doğru, bir de moda haline gelen komplo teorileri almış başını gidiyor. İnsan neye güvenip neye güvenmeyeceğini şaşırmış durumda. Düz dünya teorisi gibi saçmalıklar akıl almaz derecede karşılık buluyor. Eğer aya gidilmemiş olsa bugün Ruslar Amerika'yı tefe koyardı. Aya gidilmediğini en çok iddia edenler ABD vatandaşlarıymış. Bilin bakalım ikinci sırada hangi millet var? Türkler! Şaşırdık mı, hayır:)
Siluzay bütçesi kalsın savaş bütçesi kalksın :)
YanıtlaSilSen uzaya mı para harcayalım yoksa dünya sorunlarına mı diye sordun soruyu. Genelleştirirsek neler olmalı, neler olmamalı, ne kadar olmalı gibi bir sürü şey yazılabilir:) On the other hand, insan var oldukça savaşlar olacak, şekilleri değişse de. Konvansiyonel savaşların yerini, teknolojik, ekonomik, psikolojik savaşlar aldı artık. Dünyayı batırdık yetmedi, uzaya göz diktik:))
SilYazınızı okurken büyük keyif aldım ama ben maalesef görüşlerinize katılmıyorum. Kafamızı kaldırıp yukarıyı izleyerek gökbilimi anlamlandırmaya başladığımız zaman sadece uzak diyarlara dair bilgiler edinmedik; o bilgileri kendi yaşamımızda da kullandık, kullanıyoruz. Uzaya dair öğreneceklerimizin sınırı yok, bu sebeple araştırmalar bitmemeli bence. Zaten bahsettiğiniz sorunları çözmek için illa uzay araştırmalarına son verilmesi veya azaltılması gerekmiyor, sadece onlara da yeterince kaynak harcamayı tercih etmiyorlar diye düşünüyorum ben. Ancak bu sorunların çözüme ulaşması için tüm dünya kenetlenmemiz gerekiyor, ki bu da gerçekleşme ihtimalinin sıfıra yakınlığını düşününce başlı başına bir sorun gibi :)
YanıtlaSilSize düşüncelerimi yeterince anlatamadığımı sanıyorum. Çünkü yazdıklarınıza benim itirazım yok. Bence çok farklı düşünmüyoruz. Uzay çalışmalarını durduralım, bunlara gerek yok demedim ki. Belki soruyu yanlış anlamış olabilirim. Ben dünyanın belli başlı sorunlarını çözmek mi, yoksa uzay araştırması yapmak mı arasında bir tercih yaptım ve dünya sorunlarının çözülmesinin öncelik arz ettiğini anlatmaya çalıştım. Uzay çalışmalarının bilime hizmet ettiğini ve hayatımıza pek çok yenilik getirdiğini ifade etmiştim zaten. Maalesef ülkelerin en fazla bütçe ayırdıkları alanlar savunma, süper güçlerin dünya üzerinde hakimiyet kurma yarışı ya da kısa zamanda paraya çevrilebilecek yatırımlar. Bildiğiniz üzere uzay çalışmaları sadece bilime hizmet amacını gütmüyor. Uzaya hakimiyet ve yakın gezegenlerde mevcut madenlerin dünyaya getirilmesi, turistik seyahatler hedefleri arasında. Elbette bunları da yapabilirler ancak sözgelimi küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi sorunlar dünyanın geleceğini tehdit ederken bunlara harcanacak parayı alıp uzay çalışmalarına yatırmak pek makul gelmiyor bana.
SilUzay çalışmalarına hiç para ayrılmasa bile oradan tasarruf edilecek para yine dünya sorunlarına harcanmaz diyorsanız, haklısınız. Bu bakımdan, uzay programı için ayrılan bütçeyi tayin ederken hangi alanda kısıtlamaya gidileceğini bilmek lâzım. Örneğin yazımda da belirttiğim üzere şan olsun diye bir Türk'ün 80 milyon dolar karşılığında uzaya gönderilmesi yerine bu paranın eğitime, sağlığa ayrılması ya da gerçek ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılması daha mantıklı değil mi? Açık veren bütçemizde bir yeri kısmadan bu para ayrılamaz. Bütçesi fazla veren gelişmiş ülkeler uzay çalışmalarına daha fazla pay ayırabilirler elbette. Teşekkürler:)