KATEGORİLER

24 Eylül 2022 Cumartesi

PRENS - NICCOLO MACHIAVELLI

Kitabın Adı: PRENS

Yazar: Niccolo Machiavelli 

Çeviren: Kemal Atakay 

Sayfa Sayısı: 159

Yayınevi: CAN Yayınları

Türü: Bilimsel İnceleme

Kitabın yazarı Niccolo Machiavelli (1469-1527) hukukçu bir baba ve kültürlü bir ailenin oğlu olarak Floransa kentinde dünyaya geldi. Siyaset üzerine yazdığı bilimsel inceleme kitabı olan Prens, beş yüz yıldan beri önemini korumakta. Kitabı anlatmaya başlamadan önce çeviriyi yapan Kemal Atakay'dan bahsetmek istiyorum. 1962 doğumlu Atay, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdikten sonra A.B.D'de İngiliz ve İtalyan edebiyatı üzerine eğitim görmüş. Çevirmeni bu kadar anlatmamın sebebi eserin başında ve sonunda yazara ve kitaba ilişkin yaklaşık kırk sayfalık detaylı bilgi vermiş olması. Yani kitabın dörtte biri çevirmene ait diyebiliriz. Zahmetli bir çalışmaya imza atan Kemal Akay, yazarın hayatı ve eserlerinden başka kitabın yazıldığı dönemi, kitapta adı geçen önemli şahsiyetleri ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.  

Makyavelizm ya da Makyavelist düşünce deyince, iktidara gelebilmek ve iktidarı elinde tutabilmek için siyasette ahlaki yönüne bakmaksızın her araç ve her yolun geçerli olduğunu savunan, tüm insanların, verdikleri sözü tutmayan, beş para etmez, güvenilmez kişiler olduğunu ileri süren, sapık bir ideoloji gelirdi aklıma. Bu yüzden bu fikri ortaya atan Machiavelli hakkında olumsuz kanaate sahiptim. Yazarın ölümünden beş yıl sonra yayımlanan Prens kitabı, çağlar boyunca tartışılıp ahlâka ve dine aykırı olduğu gerekçesiyle saldırıya uğramış. Machiavelli'yi en ağır şekilde eleştirenlerden biri olan Prusya Kralı II. Friedrich, 1740 yılında, Prens'in ideolojisine karşı, erdem, adalet ve sorumluluğu kişiliğinde birleştiren aydın bir hükümdar portresini çizildiği Anti-Makyavel adında bir kitap yazmış. Aynı dönemde Hume, Rousseau ve Montesquieu gibi düşünürler ise Machiavelli'yi siyasal zorbalığın doğasını açığa vuran bir düşünür olarak değerlendirirken, Rousseau, Toplum Sözleşmesi kitabında, Prens'i "cumhuriyetçilerin kitabı", Machiavelli'yi, "dürüst bir insan, iyi bir yurttaş" olarak nitelendirecek kadar ileri götürmüşler olayı.   

1494 yılında Fransa Kralı VIII. Charles'ın İtalya'yı işgal etmesinden sonra ülkenin köklü ailelerinden Medici'ler Floransa'dan uzaklaştırılarak cumhuriyet yönetimine geçilmiştir. Bu dönemde üst düzey görevlere getirilen Machiavelli, Fransa kralıyla değişik tarihlerde üç kez görüşecek kadar etkili bir rol üstlenmiş. Ne var ki, papanın yanı sıra bazı beyliklerin oluşturduğu Kutsal İttifak, cumhuriyete son vererek 1512'de Medici'leri yeniden iktidara getiriyor. Medici'ler kendilerine karşı bir komplonun içinde yer aldığı iddiasıyla Machiavelli'nin bütün görevlerine son verip tutukluyor, cezaya çarptırıp işkence uyguladıktan sonra onu sürgüne gönderiyor. Bu dönemde önemli yapıtlara imza atan yazar, Prens kitabını da o sıralar yazmış. 1527 yılı başlarında çıkan isyan sonucunda Floransa'da Medici yönetimine son verilince, cumhuriyet yeniden kuruluyor. Medici'ler döneminde de belli görevler üstlenmiş olması nedeniyle, özgür cumhuriyeti destekleyenler, Machiavelli'ye yüz vermiyorlar bu kez. Aynı yılın haziran ayında kısa süren bir hastalığın ardından yaşamını kaybeden yazar anlaşıldığı üzere her dönemin adamı. Devamlı el değiştiren otokrat yönetime sahip şehir devletlerindeki iktidar kavgalarının içinde yer aldığına bakılırsa, karanlık bir tip. Bana günümüzün Sedat Peker'ini hatırlattı. Bu yönüyle Peker'in konuştukları kadar Machavelli'nin yazdıkları da son derece değerli.

Prens kitabını okuduktan sonra, Machiavelli'nin dürüst insan ya da iyi bir yurttaş olarak değerlendirilemeyeceğini ancak, tarih boyunca devletlere hükmeden otokrat yöneticiler hakkında son derece başarılı gözlemlerinin olduğu sonucuna vardım, İktidarı ele geçirmek ve onu muhafaza etmek için ne yapılması ya da ne yapılmaması gerektiğine dair öneriler sunan, zeki, ancak kitabında dile getirdiği siyaset usullerini özümsemiş bir şahsiyet. Prens'te yer alan görüşlerini, kitap henüz yayımlanmadan önce derleyip Muhteşem Lorenzo Medici'ye armağan ettiğini belirteyim. Yani, yazar, durumunu kurtarabilmek için muhalif olduğu Medici ailesine iktidara sahip olma taktikleri vermiş!

Prens'te devlet kavramı, batının Hıristiyan ahlâkına dayalı geleneksel görüşten son derece farklı. Kendine özgü meşruluğunda devlet, dini, ahlâk ve bilimi dışlıyor. Kilisenin siyasetteki varlığına bütünüyle karşı. Yönetimi kaybetmemek adına devletin başındaki prens, acımasızlığa ve dürüst olmayan yollara başvurabilir. Prens'te erdem (virtu), ahlâk ve din, anlamının ötesinde bir anlam taşımakta. Erdem, bir amaca ulaşmak için uygun araçları kullanma sanatı, Prens'in anlayışında. (RTE: Bize göre demokrasi hiçbir zaman amaç olamaz. Demokrasi, bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz." Belli ki kitabı okuyan sadece ben değilim.

Devam edelim; erdem sözcüğünün İtalyanca karşılığı virtu, Latince virtus'tan geliyor. Kökü, "vir" yani erkek anlamında. Dolayısıyla erdemlik, "erkeklere özgü" bir vasıfmış! Machiavelli, Prensin, her zaman, kadın gibi davranmaktan uzak durması gerektiğinin altını çiziyor. Machiavelli'ye göre erkeğin tanımında cesaret ve kararlılık vardır, kadınlara özgü davranışlar ise merhamet ve cömertliktir.   

Diktatörler, yazarın 26 başlık altında topladığı incelemesini el kitabı olarak kullanabilir. Halk tarafından okunması daha da iyidir. Çünkü o zaman, diktatörlerin hangi düşüncelere sahip olduğunu görüp uyanabilir insanlar. Beş yüz yıl sonra, günümüzde, prenslere iktidar kapısı açmanın yolunu gösteren, onları yıllarca başta tutabilen daha ne alengirli teknikler geliştirildiğini görüyoruz, biliyoruz.

Prens'te kaleme alınan fikirlerin çoğunda yazara hak veriyor insan. Kitabı okumak benim için güzel bir deneyimdi. Araştırmacılar için iyi bir kaynak olabilir fakat bazı hususlarda aşırı derecede detaya inilmesi normal bir okur için bunaltıcı gelebilir. Belki sonuca varmak için gerekliydi bu, karar veremedim. Son söz olarak, "prens" sözcüğünün genel anlamda "otokrat" (siyaset erki tek başında elinde bulunduran kimse, hükümdar), herhangi bir yönetim sisteminde "tek adam" (Bkz. Prens RTE) olarak düşünüldüğünü, bu tanımın kralların, padişahların, sultanların tamamı için geçerli olduğunu belirtmekte fayda görüyorum.   

6 yorum:

  1. Kitabı ilk kez sizden duydum. Aslıdna ilginç gibi duruyor ama yine de beni çok cezbetmedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makyavelizm diye bir sözcük duymuş olabilirsiniz. Bu iktidarı ele geçirmek için her türlü ahlaksızlığın (yalan, hile, tehdit v.b) yapılabileceğini doğal kabul eden sapık bir ideoloji. Yazar bu ideolojinin mimarı. Diktatörlükle yönetilen bütün ülkelerde hüküm süren bir görüş aslında bu. Siyasete ilgi duymuyorsanız ilginizi çekmemesi gayet doğal:)

      Sil
  2. Kitabı duydum ama okumadım. Ne bileyim sıkılırım gibi geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yer yer gerçek şahsiyetlerden çok sayıda örnek verdiği için sıkıcı bulduğum kısımlar oldu benim de. Bununla birlikte iktidar savaşında mücadele edenlerin ortak karakterini güzel tespit etmiş yazar. Kısa bir kitap, daha da kısaltılabilirmiş aslında.

      Sil
  3. eski politikacılardan demirelin has kitabı imiş :)

    YanıtlaSil