KATEGORİLER

7 Aralık 2016 Çarşamba

KALİMERA

06/12/2016 Salı, İzmir


Pazar alışverişini çabuk bitirdim. Eşimle birlikte yaylaya çıkıp dolaplara yerleştirdik aldıklarımızı. Düne göre sanki hava biraz daha sıcak. Zeytin'e yemeğini bıraktıktan sonra yola çıkıyoruz. Geri dönüş saatimiz belli olmadığı için Metro'ya uğramamız gerek. İhtiyaçlarımızı aldıktan sonra Taş Ev'i yılbaşına hazırlamak için süsler alıyoruz. Yılbaşının olmazsa olmazı çam ağacı elbette. Sürpriz hediyelerimizle birlikte ağacımızın yanıp sönen ışıklarını, salonumuza rengarenk fırfırlı şeritler alıyoruz.

İkinci durağımız Taş Ev'in masa ve sandalyelerini tedarik ettiğimiz mobilyacı. Salon için ilave birkaç masa ve servant için teklif alıyoruz. İş yeri sahibi artan maliyetlerden yakınıyor.

Kızımla konuşuyorum. Akşama ona bir sürprizim var. Yaş gününde bir araya gelememiştik. Bu akşam ailecek birlikte olur telafi ederiz diye düşündüm.

Eşim son üç gündür yakın çevresinden üzücü haberler alıyor. Önce benim de tanıdığım çok sevdiği arkadaşının annesini kaybetmesine üzülmüştü. Daha bunun etkisinden kurtulamadan ablası kadar yakın bir dostunun genç yaştaki oğlu kalp krizine yenik düşmüş. Bu sarsıntılar az gelmiş gibi son olarak bir diğer yakınına konulan kan kanseri teşhisinden sonra on beş gün içinde hayata veda ettiği haberini aldı.

Bugün İzmir'e gitmemizin asıl nedeni de arkadaşına yapacağımız baş sağlığı ziyareti. İnsan en yakınını kaybederse tesellisi olur mu bunun? "Başın sağ olsun" ne demek? Sen büyük acı yaşadın onu boş ver, giden gitti artık, önemli olan sana bir şey olmasın mı? Bazı geleneklerimizi zaman zaman sorgularım. Bunun yerine "Acınızı paylaşırım." daha mı uygun? Belki de. İnsan böylesi acı günlerde yanında birilerini arıyor. Acının henüz zamana yenilmediği ilk günlerde sevdiklerini yanında görmenin acıyı azaltacağına inanıyorum.

Telefonun şarj cihazımı yanıma almayı unutmuşum. Eşimi arkadaşının yanında bırakıp şu bir liraya şarj eden cihazlardan birine takmak üzere dışarı çıkıyorum. İki tane şarj cihazının yanına bir üçüncüyü almak işime gelmiyor. Hatay caddesi üzerinde böyle bir yer var, biliyorum. Yaklaşık iki yüz metre ileride aradığım yeri buluyorum. Genç bir çocuk telefonunu cihazın kablosuna takmış bekliyor. Uyan kabloyu bulup para atılan yere bir lira salıyorum. On dakika sonra doluluk oranı yüzde altı seviyesinden on dörde çıkıyor. Yanımdaki gencin durumu vahim. Telefonumun şarj olup olmadığını merak ediyor. Zira onun telefonu on dakika sonra şarj oranı yüzde beşten üçe düşmüş. Can sıkıntısıyla süresi dolmadan telefonunu söküp yanımdan ayrılıyor. Benim telefonum da yüzde on yediyi gördükten sonra gerilemeye başlıyor. Eşimi arıyorum. On dakika daha kalacağını söylüyor. Bulunduğu yer kızımın evine yakın. Ben doğrudan eve gidiyor, lise arkadaşım Naci'yi arayıp akşam yemeği için rezervasyon yaptırıyorum. "Kalimera" adında şirin bir balık lokantası işletiyor o da.

Eşim gelince hep birlikte çıkıyoruz. Ailecek bir arada olduğumuz güzel bir gece yaşıyoruz. Kalamar ve tereyağında servis edilen karides gerçekten çok iyi. Naci bey kırlangıç ızgarayı öneriyor. Niyetim gece kızımda kalmak iken oğlum "Sadece bira içtim, arabayı ben kullanırım." deyince kararımız değişiyor. Kızımla vedalaşıp dönüş yoluna çıkıyoruz.  

16 yorum:

  1. Başınız sağolsun demeyi ben de hiç sevmem Allah sabır versin derim hep.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de öyle derim. En iyi temenni cümlesidir o karşılaşılan büyük acılar için söylenen.

      Sil
  2. Ben de o "başınız sağolsun" u hiç söyleyemem, sabır dilerim genelde. Ve eşinize sabır diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ben de öyle. Eşim adına teşekkür ederim.

      Sil
  3. Bence de sabır dilemek daha daha uygun. Ölüm hep acı hep erken.
    Yılbaşında Taş Ev'i çok merak ediyorum. Bu sene bizde o heyecan hiç yok nedense. Çocuklar da olmasa evden dışarı adım atmayız sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemfikiriz o zaman. Zor da olsa kabul etmekten başka çaremiz yok.
      Ben de merak ediyorum aslında:) Umarım mahcup olmayız.

      Sil
  4. Eşiniz çok zor günler geçirmiş, efendim. Sabırlar diliyorum. Umarım bir daha kötü haberler almazsınız.

    YanıtlaSil
  5. Kızınıza mutlu, sağlıklı, güzel günler getirecek nice yeni yaşlar dilerim.

    YanıtlaSil
  6. Teselli konusunda çok başarısızım. Ne söylesem yavan kalacak diye samimi gelmiyor söylenen sözler. Sadece yanında olduğumu hissettirmek istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyse ki yalnız değilmişim. Ben de aynen sizin gibi hissedenlerdenim.

      Sil
  7. Kalimera yı başlık olarak görünce, yasu(merhaba) demek istedim.Kızınıza nice mutlu yaşlar, eşinize sabır dilerim.

    YanıtlaSil
  8. Biraz gecikmeli yazıyorum ama düşündüğümü açıklayayım istedim. Çünkü bir önceki yazıda ben de eşinize "başsağlığı" dileyenlerden biriydim. Dil bilimci değilim ama dilimizi özenli kullanmaya çalışıyorum. Aslında düşündürmek de iyi oldu. Bilirsiniz dilimizde böyle çok kelime var. Anlamını düşününce gülümsüyor insan. Örneğin; Yeni giyilen bir giysi için "üstünde paralansın" demek, yolcu ederken "güle güle" demek, yeni alınan ev için "ocağınız hep tütsün" demek...
    İnternetten araştırdım. Eskiden okla yaralanmalarda yara iyileşmeye yakın "baş" verirmiş. O yüzden başın sağ olsun derlermiş.Dilimize geçmiş sözcükler yerleşik haliyle kullanılıyor. Sanırım amaç o andaki duyguyu belirtmek.
    Ben de çoğu kez "acıyı paylaşmak" deyimini kullanıyorum.
    Keşke dilimizde anlamını yitirmiş sözcükler ayıklanabilse...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Hanım sizi takip ediyorum. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Şu "Başın sağ olsun" lafı küfür etmiş gibi gelirdi bana. Meğerse o baş bildiğimiz baş değilmiş. Ancak kaç kişi biliyor bunu?
      Haklısınız. Keşke dediğimizi ve denileni anlayabilsek...
      Güzel yorumunuz için bir kez daha teşekkür:)

      Sil