Sıra dışı bir pazar oldu bugün benim için. Sabah iki gün önce kaybettiğimiz değerli bir yakınımızın Amerika'daki torununun gelmesi için ertelenmiş cenaze merasimine katılmak üzere Tire'ye gittik. Tire'nin en tanımış simalarından herkesin hoca dediği resim öğretmeni, ressam ve bir kültür abidesi Seha Gidel 92 yaşında yaşama veda etti. Açıkçası onun anısına adını verdikleri Kültür Merkezinde bir tören bekliyorduk ama olmadı. İlçe kültür müdürlüğünün bunu düşünmemesi şaşırttı ve üzdü bizi.
Akşama, kızımın geçen hafta biletlerini aldığı "Notre Dame'ın Kamburu" isimli müzikale gidecektik. Tam zamanında Atatürk Kültür Merkezi Adnan Saygun Salonuna yetiştik. Güzel bir oyun seyredeceğimizi umarken sonuç hiç beklediğimiz gibi olmadı. Victor Hugo'nun ünlü romanından esinlenerek ortaya konulan oyun 1998 yılında Paris'te sergilenen "Notre Dame de Paris" müzikalinin kötü bir kopyasıydı. Emeğe saygı konusunda duyarsız biri değilim fakat kötüye iyi dersek seviyeyi düşürdüğümüz gibi iyilere de haksızlık olacağı kanaatindeyim. Oyuncuların resmen play-back olarak seslendirdikleri, oyun boyunca tek bir dekor ve tek tip kostümlerin sergilendiği, ses düzenindeki gariplik yüzünden hiçbir konuşmanın doğru dürüst anlaşılamadığı bir müzikal düşünün. Boşuna kaybettiğimiz zamana acıyarak eve geldiğimde ekşi sözlük ve diğer sosyal ağlarda yapılan yorumlara baktım. Tek olumlu bir eleştiri göremeyince hatamızı anladık. Oyunun tek güzel tarafı bizleri yanıltan afişi olmuştu. Müzikalin adı "Notre Dame'ın Kamburu" olunca balıklama dalmıştık. Afişte oyunu sergileyen kurumun küçük puntolarla sadece web adresi yazılıydı. Kumbara Görsel Sanatlar Merkezi kapsamında ortaya konulan oyun, yönetmeninden, ışıkçısına, dekorundan, ses sorumlusuna, sahnesine, oyuncularına kadar tam bir fiyasko. Hani ilk kez müzikal dinlemek için oyuna gelen biri müzikalden nefret eder. Bir ara üstü çıplak iki genç çıkıp dakikalarca break dance yaptı. Alaka kuramadık. Sonra bir ara müzik Urfa uzun havasına döner gibi oldu. Eşimle göz göze geldik, birazdan aney, aney diye ağıt yakmaları yakındır dedim içimden. Sanat adına bir emek verilecekse acemiliği seyircinin üzerinde pişirmek saygısızlıktır bence. Gidin, önce daha basit oyunlarda tecrübe edinin sonra kalkın bu işlere.
Hızımı alamadım, youtube'tan müzikalin orijinal versiyonunu buldum ve hemen oturup bir kez daha burada izledim. Aradaki fark inanılmazdı. Ses, dekor, kostüm, ışık ve oyuncular muhteşem bir performans gördüm bu kez. Bir daha yorumlara bakmadan herhangi bir müzikale ya da tiyatro oyununa gidersem iki olsun.
"Notre Dame'ın Kamburu" adlı romanın konusunu çoğu insan bilir . Kısaca değinmek gerekirse;
Victor Hugo bu dev eserinde çirkin ve kambur olan kilise zangocu Quasimodo, Yüzbaşı Phoebus ve Başrahip Frollo ile çingene kızı Esmeralda arasındaki aşk ilişkilerini ve bu kişilerin ruhlarında oluşan ikilemleri konu ediyor. Oldukça kapsamlı ve üzerinde kafa yorulabilecek güzel bir eser.
İyi ki Ekşi var! tamamlıyor!... : )
YanıtlaSilKesinlikle:)
Sil"Sanat adına bir emek verilecekse acemiliği seyircinin üzerinde pişirmek saygısızlıktır bence"
YanıtlaSilNe güzel ifade etmişsiniz.
Teşekkür ederim:)
SilBen de yorumlara bakıp gitmemiştim 😊 Teşekkürler yazınız için!
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. İsabet etmişsiniz. Fakat halâ izlemediyseniz, linkini verdiğim youtube yayınından izlemenizi öneririm:)
Silhımm, filmini, müzikalini izledim, bu versiyon değil demekkiii. operadaki hayalet de müthiş, michael crawford, sarah brightman versiyonu :) filmi de süfer, 1920 ler filan, siyah beyaz. kuasimodoo, esmeraldaaa :)
YanıtlaSilMüzikali ABD de mi izledin? Bizimkiler beceremiyor bu işi. Operadaki Hayalet'i bir yerlerden hatırlar gibiyim ama bir kez daha izlersem iyi olacak sanki. Notre Dame de Paris gerçekten muhteşem:)
Silyok video yaa :)
SilBağlantısını verdiğim oyun di mi?
Silhayır yaaa, saygundaki değil, orijinal opera versiyonunu izledim, videosundan, yabancıların, yutup işte :) asıl versiyonu ilk. operadaki hayaletin de asıl versiyonu var nette, andrew lloyd webber, opera dahisi, sölistler de crawford, brightman.
SilBen de onu diyorum deep, metinde "burada" diye link verdim. Adnan Saygun'daki olur mu hiç?
Silpardon pardon şimdi anladım of :) linke baktım, hatırlamadım yaniii ama o gibi sanki, giles amado versiyonu, 1998, ivit, filme de çekilmiş zaten filmini de izledim. diğer operacıyı da unutmaa, andrew lloyd weber, evita, cats, phantom of the opera, ve diğer operaları :)
SilEvita'yı biliyorum, harikaydı.Ok, teşekkürler:)
Silağaç ev 20, mavilale den geldiiiii :) ortak öyküyü de yazarsın bugünlerdee :) yeni hayat da atmış bölüm mü olcaktı. hadi az kaldı, kurtuluyorsuuun :)
YanıtlaSilOrtak öyküde sıra geldi mi bana? Son iki gündür bakamadım işler nedeniyle ama akşam bakacağım:) Yeni Bir Hayat sanırım altmış bölümde biter gibi. Kurtulmak mı? Benim için de keyifli oldu, kendimi biraz daha tanıdım:))
Silsen dedin yaaa, bitse de biraz rahat uyusam, kitap okusam :)
SilDoğru, kitap okumaya zaman ayıramıyorum dizim yüzünden. Ama dediğim gibi o da keyifli:)
SilBen de dün gece "Emanet" isimli bir tiyatro oyunu izledim ki sizinkinin aksine çok çok güzeldi. Atatürk'ü anlatıyordu. Oyuncular iyiydi, sahneler güzeldi, sahne değişimlerinde gitar eşliğinde söylenen şarkılar mest ediciydi. Mümkün olsa hemen şimdi tekrar izlemek isterdim :) İstanbul'da oynarlarsa mutlaka gidin, seveceğinizi düşünüyorum.
YanıtlaSil
Sil“EMANET, bir inancın destanı..." sanırım. Bazen şans yüzüne gülüyor insanın, izlediği sanat oyunu beklentisinin üzerine çıkıyor ve büyük keyif alıyor, bazen de tam aksi. Sizin şansınız iyiymiş:) Evet, bahsettiğiniz oyunda Atatürk'ün olması yeter zaten ama bir de onun hakkını vermeleri önemli elbette. İstanbul değil de İzmir'e gelirse bir daha kaçırmamaya çalışırım, teşekkürler bu bilgi için. Daha önce Ödemiş'te oynanmış aynı oyun. Fakat bilemiyorsunuz işte önceden tatmin olup olmayacağınızı.
Ben haftaya İstanbul'a gidiyorum, aklım fikrim orda :)))) yoksa ilk göz ağrım, hasretim, nihai hedefim İzmir'de olduğunuzu biliyorum tüm kıskançlığım ile :)
SilGeçenlerde DBE'nin yorumlarından öğrenmiştim İzmirli olduğunuzu:) Ne güzel...
SilYaaa ben de aynı umutlarla, aynı ekipten bu müzikali izlemiş ve aynı hayal kırıklığını yaşamıştım 😏
YanıtlaSilBazen insan hayal kırıklığına uğruyor. Eğer söz konusu bir sanat eseri ise daha çok sıkıyor canını. Zira sanata yapılan bir hakaret gibi algılıyorum.
SilBaşınız sağolsun. Notre dame ın kamburunu severim oyunun kötü olmasına üzüldüm.
YanıtlaSilSizler sağ olun. Oyunun orijinal versiyonunu youtube'dan izleyince ben de çok sevdim:)
SilBen de izleyemedim düye üzülmüştüm. Neyse ki çok şey kaçırmamışım. Biraz ön araştırma yapıp gitmek gerektiği bir kez daha ortaya çıkmış oluyor böylece. Çok teşekkürler, selamlar :))
YanıtlaSilHiç üzülmeyin. Youtube'ta linkini verdim yazımda. Oradan izleyin keyifle, inanın on basar:)
Sil