Bugün ise size Borgen'ı anlatmak istiyorum. Danimarka yapımı politik bir drama dizisi bu. Danimarka'nın ilk kadın başbakanı seçilen Birgitte Nyborg'un yaşadıklarını konu alan başarılı bir yapım. İlk sezonunun on bölümünü bitirdim. Filmde siyasette dönen entrikaların yanı sıra siyaset-medya ilişkileri ve başbakanın ailesiyle yaşadıklarından söz ediliyor.
İlk bölümü izlemeye başladığım andan itibaren ülkemizdeki kısır siyaset döngüsüne ne denli sıkışıp kaldığımızı, medya denilen organın gelişmiş bir ülkede ne kadar etkili olduğunu fark ediyorum. Brigitte, hayalini kurduğum dürüst, çalışkan ve kendini ülkesine adamış bir başbakan profili çiziyor. Ülkemizde şark usulü, hayal mahsulü, Hürrem, Kuruluş gibi geçmişe dönük dizilerle beyinler uyuşturulurken, birçok ödül kazanan Borgen dizisi yayınlanmaya başladıktan kısa bir süre sonra ülkesinin siyasi geleceğini etkilemiş. Brigitte başarılı bir oyunculuk sergiliyor sergilemesine fakat karşılaştığı politik sıkıntılarda en doğru kararı veren, hatasını gördüğü en yakın çalışma arkadaşlarını gözünü dahi kırpmadan kapının önüne koyan, ülkesinin çıkarları söz konusu olduğunda ailesine bile arkasını dönen, medya özgürlüğüne, eşitlik ve adalet ilkesine ilk sırada yer veren böyle bir kişilikle gerçek hayatta karşılaşmamız söz konusu olabilir mi diye soruyor insan kendine.
Diğer taraftan kendisine hak gördüğü şatafatı ülkesinin itibarı olarak gösteren siyasetçilerimize inat Başbakan Brigitte'nin mütevazı yaşamı takdire şayan. Zamanının çoğunu devlet işlerine ayırdığı için çocukların bakımı ve evin idaresi kocası Phillip'e kalıyor. Koskoca başbakanın eve bir kadın yardımcı bile tutmamasının sebebini anlayamadım. Zaten bu yüzden kocasından da oluyor. Meral Akşener'e bu diziyi izleyip izlemediğini sormak geçti aklımdan. Muhalefet parti yetkilileriyle adeta bir satranç oynarcasına yapılan seviyeli tartışmalar demokrasiye yapılan bir güzellemeydi sanki. Fakat en önemlisi, ister iktidara, ister muhalefete mensup olsun medyanın muazzam bir gücü var ve bu güçle siyasilerin yaptığı en küçük bir hatayı affetmiyor. Yapılan anketler dürüst ve siyasetin nabzını tutuyor. Brigitte gibi bir siyasi profilin her ülkede kendine destek sağlayacağını düşünüyorum. Yeter ki ülkede güvenilir bir adalet ve bağımsız bir medya olsun.
"Kale" anlamına gelen "Borgen", Kopenhag'daki Parlamento, Başbakanlık, Yüksek Mahkeme binalarının içinde bulunduğu kompleksin takma adı. Düşünebiliyor musunuz, yasama, yürütme ve yargı hepsi bir arada tıkır tıkır çalışıyor. Medya, istediği her kuruma, istediği soruyu sorabiliyor ve halkı derhal bilgilendiriyor. İnsan kendine sormadan edemiyor, bunlarınki demokrasi ise bizimkisi ne?
Not: Sevgili Deep; Yazım toplam 441 kelime, Katrine ve Kasper'den de bahsedecektim fakat senin 500 kelime sınırına takıldım:)
Bu tip dizileri seviyorum. House of Cards ı da tavsiye ederim. Crown u izliyorum, bunu da sıraya aldım.
YanıtlaSilBen dediğim gibi yeni yeni sevmeye başladım. Çok dizi var, öneriler gereksiz zaman kaybını önlüyor. House of Cards'a bakayım. İzlemediğim çok dizi var, teşekkürler:)
Silcrown a bak bir bencesi, izliyom ben de, uyar sana, kraliyet ailesinin ev hali :) house of cards iyi dizi ama ben izlemedim bişi demeyim :) narcos da sana uygundu tebi. ülkemizde en sevilen ve izlenen bir dizi var. black mirror, onu izle ama. gerçekten önemli dizi. bazı episodları ise müthişli :) hehe bizimki alaturka demokrasiii :) o satranç gibi seviyeli tartışmalara ingiliz diplomasisi diyolar. bu konuda dünyada en iyi onlarmış. seni eleştirir ama eleştirdiğini bile anlamazmışsın :) bir de, bütün kelime oyunlarını okuyon de miii, bi dolu yeni arkadaşımız da katıldı, sen eskilerdensin yanii yenileri mutlaka okuuu amaa unutmaaa :)
SilDur dur ne yapıyorsun? Senin kadar hızlı değilim, dizi komasına gireceğim, teker teker gel:))) Tamam izlerim hepsini, bitince senden isterim yine. Şimdi Borgen'in ikinci sezonuna başladım. İngiliz diplomasisi, evet bizde de biraz var ama ters biraz, adam yüzüne tükürüyor, karşısındaki yarabbi şükür diyor. Kelime Oyunlarını okuyorum tabii. Sen sanırım yazanları blogunda açıklıyorsun, biraz geç de olsa hepsini ziyaret ederim. Takip etmediklerimi gözden kaçırmış olabilirim, onları da takibe alırım. Unutmam, unutmam:))))
SilBaş karakterleri kadın olan A Good Wife ve Madam Secretary dizilerini severek izlemiştim ben de :) Borgen'ın konusu da ilginç geldi.
YanıtlaSilBu iki dizi de olaylar politika çevresinde şekilleniyor.
SilBorgen'ı izlemenizi öneririm:) Ben de sizinkileri not aldım, teşekkürler.
SilBöyle insanlar anca dizilerde oluyor vesselam.
YanıtlaSilYoksa görürdük bir yerde illa
Keşke dizilere gerçekleri girse ve dizilerdekiler gerçek hayatta olsa:)
SilEn son Queen's Gambit izleyebildim, kolay kolay dizi izleyemiyorum nedense. Entrikalar geriyor beni.
YanıtlaSilAaa o da harika bir diziydi. Kız çok başarılıydı. Deep bana dizi izlemeyi öğretti gibi:)))
SilBilmiyordum bu diziyi. Bakayım ben de. Seveceğim bir tarza benziyor.
YanıtlaSilBen de bilmiyordum. Geceleri haber programlarını seyrediyordum tv'den. Deep özellikle bu filmi tavsiye etti, iyi ki de etmiş:) Siyaseti sadece ülkemizde yapılan şekliyle biliyormuşum. Evet, neticede film bu ama oldukça fazla çıkarımlar yapılabilir. Türkiye'deki dizilerin aksine tempo çok hızlı, olayları kaçırmamak için adeta yapışıyorsunuz. Seveceğinizi umuyorum:)
Sil