"Ölmeden önce neleri yapmış olmak istersiniz?"
Böyle bir soruya cevap veren kişinin aşağı yukarı kaç yaşlarında olduğunu tahmin etmek hiç de güç değil. Sözgelimi sevgili Deep'in cevaplarından biri "buz tırmanışı" öğrenmek! Elbette benim yaşımda birinin böylesine ekstrem bir aktiviteyi hayal etmesi dahi imkânsız. Çocukluk hayallerinin, gençlik ateşiyle tasarlanan gelecek plânlarının kısmen gerçekleştirilmesi, bir kısmının ise, içinde bulunulan koşullar ve imkânsızlıklar nedeniyle asla ulaşılamaz olduğunun kabullenilmesinden sonra yaşama dair hedefler küçülür. Diğer bir deyişle bu yaşlandığımızı gösteren bir işarettir! Burada yaştan kastım doğum tarihine bağlı olan değil hissedilen yaş elbette. Dolayısıyla haftanın sorusu, bir bakıma, içinde bulunduğumuz ruh halinin aynası olacak muhtemelen. Dünyada hatırı sayılır bir süre geçirmiş insanlar için "Ölmeden önce neleri yapmak isterdiniz?" sorusu daha anlamlı olabilir belki. Zira elli altmış yaşında birinin hayali NBA'de basketbol oynamak olamaz ama keşke oynayabilseydim diye hayal kurmasında hiçbir sakınca yok tabii. Bence böyle bir insan hayata bağlıdır, ruhu genç, dünyadan henüz elini eteğini çekmemiştir.
Bana gelince; kendimi büyük bir final maçında, son dakika golü yememek için orta sahada mütemadiyen top çeviren galip takımın oyuncuları gibi hissediyorum. Gün geçtikçe kaosa sürüklenen dünyamızda savaşlara, kıtlık, kaza ve doğal afetlere maruz kalmadan maçımı tamamlayıp huzur içinde şeref turu atmak istiyorum. Aslında akıllara durgunluk veren hayallerim de yok değil. Sözgelimi, hiç ihtimal vermesem de 3.000 yılını ve hatta 10.000 yılında dünyanın ne hal alacağını görmek isterim.
Şaşılacak bir şey, Allah sizi inandırsın, bu yaşıma geldim ama ölümden hâlâ korkmuyorum. Düşünüyorum da, tüh bari şunu da yapsaydım deyip gözümün açık gideceği bir şey yok gibi. Fakat fırsat elverdiğince çok kitap okumak, bol bol konser, tiyatro vb. etkinliklere katılmak, yurdun ve dünyanın henüz göremediğim köşelerini ziyaret etmek, güzel sofralarda dostlarla birlikte yiyip içmek, eğlenmek, yeni şeyler öğrenmek yaşayacağım süre boyunca vazgeçmeyeceğim faaliyetler olacak. Özellikle Yunanistan'ın çalgılı, çengili bir sahil tavernasında, uzo ve Akdeniz mezeleri eşliğinde demlenmeden bu dünyadan ayrılmaya hiç mi hiç niyetim yok.
"Keşke" sözcüğünü hiç sevmem. Fakat ruhumu tazelemek için "keşke" lerimden de bahsetmek zorundayım. Beş altı dil konuşup yazmak isterdim sözgelimi. Ayrıca keman, akordeon ya da piyano gibi müzik aletlerinden en az birini hakkını vererek çalmayı becermek ve besteler yapmak hiç de fena olmazdı. Elbette kitap yazmak da isterdim fakat son zamanlarda eline kalem alanın kitap yazdığını görüyorum. Herhangi bir araştırma yapmadım ama memlekette yazar artış oranı okur artış oranından daha fazla gibi sanki. Kötü yazarlar kendime olan güvenimi arttırırken iyi yazarlar, cesaretimin kırılmasına, köşeme çekilmeme neden oluyor. Onca güzel kitabın arasında kim senin yazdıklarını okusun diye dertlendiğim oluyor zaman zaman. Bilgisayar ve yazılım konusunda söz sahibi olmak yine keşkelerimden bir diğeri. Başka mı? Gerisi sağlık...
konu beni düşündürdü ama iki üç şey geldi aklıma sadece ve neredeyse imkansız şeyler :)
YanıtlaSilİmkânsız görünen şeyler bazen bize en güzel kapıları açar:)
SilOrtak isteklerimiz var Mr. Kaplan :) Yazmak, bir müzik aleti (benimki gitar) çalmak, seyahat etmek, güzel sofralarda dostlarla yiyip içmek, daha çok kitap okumak... Ama sanırım biraz Deep'inkine benzer hayallerim de var :D Paragliding ve parasailing yapmak, ipli mağara tırmanışı yapmak, Kuzey ışıklarını izlemek, off-road araçlarla dağ tepe gezmek, şelalelerden atlamak... Hayallere sınır yok tabi :))) Küçüklerden başlamakta lazım :)
YanıtlaSilGitar çalmak nedense diğerlerine göre bana biraz daha zormuş gibi geldi. Parmaklarımın teller üzerinde dans etmesi bana göre değil Mrs. Kedi:) O paralı şeyler sizin yaşlarınıza uygun. Kızımın denemişliği var ama bizden geçti. Yapmaya kalksam başımı gözümü paralarım:)
SilEvrim de bana bir şeyler ters gider kafanı gözünü patlatırsın diyerek yaptırtmıyor Mr. Kaplan. Kaç kez dibine kadar gidip gidip yapamadım Evrim yüzünden. Adam oradan gitme kaza yaparsın diyor, inat edip gidiyorum ve kaza yapıyorum; şuraya gitme diyor, inat edip bindiğim otobüs bozuluyor, istesem de gidemiyorum. Hâl böyle olunca Evrim'den onay çıkana kadar paragliding ve parasailing de yapamıyorum :)) Ama en son parasailinge ok der gibi oldu, bu yazdan umutluyum :D
SilKızım da sizin gibi gözü kara:) Macerayı seviyor. Biz annesiyle ne kadar ikaz etsek aldırmaz, bildiğini okur. Buna karşın şansı sayesinde herhangi bir olumsuzluk yaşamadı. Bu konuda Evrim ve bizim gibi risklerden uzak durmak mı yoksa sizin ve kızımızın gibi kafasına koyduğu her şeyi bir şey olmaz mantığıyla yapmak mı doğru emin değilim:) Anladığım kadarıyla Evrim yaşına göre olgun bir arkadaş, zarar görmeyesiniz diye önünüze set çekiyor ve ne kadar güzel ki siz de onu dinliyorsunuz. Genel olarak macera tutkusunun yaşla ilgisi olduğunu kendimden bilirim. Sözgelimi ben gençlik yıllarımda araba kullanırken aşırı sürat yapardım. Bu nedenle sayısız kaza atlattım. Fakat şimdi eskiye göre çok daha dikkatli davrandığımı düşünüyorum:) Parasailing sanırım daha az riskli bir aktivite. Allah muhafaza bir aksilik durumunda dağa taşa değil denize düşüyorsunuz:)
SilKonuyu sevdim, listem de var üstelik ama ben halen "kendimi büyük bir final maçında, son dakika golü yememek için orta sahada mütemadiyen top çeviren galip takımın oyuncuları gibi hissediyorum." kısmına gülümsüyorum. Gülümsemem bitsin, belki sohbete ben bile katılabilirim. :)
YanıtlaSilKonu güzel, sizin de listenizi görmek isteriz:) Evet o cümle gerçekten hislerimi yansıtıyor. Teşekkürler:)
Silo çalgılı çengili taverna en güzel kos adasında :) ağaç ev 134 ü kayıp fısıltı ne güzel yazmış, zamanın olursa oku sen de :)
YanıtlaSilKos Adası mı? Ölmeden önce yapacağım ilk şey Kos'ta o tavernayı bulmak:)) Çok teşekkürler Deep. Ağaç Ev Sohbetlerinde sohbetini okumadığım hiçbir yazar olmaz, tabii ki okuyacağım:)
SilKeşkeleri saysak bitmez ve insana elindekilerin değerini unutturur, o yüzden o muhabbeti çok sevemiyorum.
YanıtlaSilDilerim o çalgılı çengili sahil tavernasını bir an önce deneyimlersiniz. Tam benim de yapmak isteyeceğim bir şey, Akdeniz'in o kalabalık ama huzurlu eğlenceleriyle bir ömür geçirmeyi isterdim. :)
Keşkeler benim de hoşlanmadığım şeyler. Geçen geçmiş, giden gitmiş, su yolunu bulmuştur. Yunan müzik ve kültürünü severim. Bu yüzden Yunanistan ya da Yunan adalarında günlük dertlerden uzaklaşıp en az bir kez tercihen daha çok kez o huzuru yaşamak isterim. Umarım isteklerimiz bir an önce gerçekleşir:)
Sil