Yazar: Harlan COBEN
Çeviren: Özlem Gültekin
Sayfa Sayısı: 475
Yayınevi: Martı Yayınları
Kapan, Harlan Coben'in okuduğum ilk kitabı. Polisiye, entrika, macera türünü tercih eden yazarın serilerinden bağımsız olarak yazdığı kurgusal bir roman. Polisiye romanların çoğunda satır aralarında coğrafi, kültürel özelliklere ve bazen de teknik ve uzmanlık gerektiren konulara yer verilir. Ancak okuduğum romanda bu tür unsurlara oldukça az yer verilmiş. Bizdeki Müge Anlı'nın benzeri bir yapımcı, özellikle kayıp insanların izini sürerken tacizcileri TV'de yayınlanan programında deşifre ediyor. Üç aydan beri kayıplara karışan 17 yaşında genç bir kızın akıbetini soruştururken bir anda olayların içinde buluyor kendini. Ancak bir süre sonra yaptığı yorumlarda yanlış kişiyi suçladığı kanaatine kapılması üzerine işin aslını öğrenmek ve vicdanını rahatlatmak için dedektiflere taş çıkartırcasına karmaşık konuları çözmeye çalışıyor.
Oldukça sürükleyici bir roman. Olayların geçtiği ABD'de gençlerin okul ve sorunlu arkadaş ortamları, alkol ve uyuşturucu kullanımı, aile ilişkileri ile ebeveynlerin çocukların eğitimine dair yaklaşımları, romanın ağırlıklı konuları. Ayrıca kitabın büyük bölümünde pedofili sorununa yer veriliyor. Bana abartılı gelen husus, kayıpların soruşturulması ve cinayet gibi polisiye olaylarda TV program yapımcısının dedektif rolüne bürünerek adli makamların ve emniyet güçlerinin yerine faaliyet göstermesi. Bunu kadının kendini bir anda olayların içinde bulması ve iflâh olmaz hırsıyla açıklamak mümkün. Konuyu adeta bir puzzle'ın parçalarını tamamlarcasına en ince ayrıntısına kadar soruşturan, görüşmeler yapan TV programcısı bu kadın, romanın başkahramanı olmayı hak ediyor.
Çeviriye geçmeden önce beğendiğim yönlerinden bahsedeyim. Kurgu ve olayların akışı etkileyici. Roman ilerledikçe merak ve gerilimin dozu artıyor. Özellikle son yüz sayfada heyecan doruk noktasına ulaşıyor. Mantıksal hata yok denecek kadar az. Sürpriz finalde okurun kafasında herhangi bir soru kalmıyor, taşlar yerli yerine oturuyor. Diyaloglar, espriler yerinde.
Çeviriye tam not veremiyorum. "Geri iade, yalnız" gibi asla yapılmaması gereken yazım hataları mevcut. Çeviri yer yer fena değil ama genel olarak vasat diyebilirim.
Yazarın da kabul ettiği üzere edebi değerden yoksun bir kitap, vakit geçirmek, kafa dağıtmak için okunabilecek bir roman. Kitabın ortasına kadar karakterleri hafızada tutmak biraz zor. Bu yüzden ara vermeden okunması gereken bir roman. Bununla birlikte sürükleyici yönü kitabın kısa sürede okunmasına imkân sağlıyor. Polisiye, gerilim ve macera türünü seven okurlar için sakin bir ortamda soluksuz okuyabilecek bir roman. Ancak bu tür romanların genel özelliği, sabun köpüğü gibi hafızadan uçup geride pek bir şey bırakmaması.
Müge anlı harika trend yakaladı
YanıtlaSilBu romanı ilk sıralamada okunacak olarak aklıma yazdım unutmam
Müge Anlı stüdyoda işi çözmeye çalışıyor. Roman başkahramanı programcı kadın ise işini bırakmış sahada olayı bir dedektif gibi çözmeye çalışıyor. Müge'den birkaç gömlek yukarısında yani:))
Silharlan cobenin romanları filme ve diziye çekildiler, o kadar heyecanlı ki filmleri dizileri, insan çatlıyor izlerken nolcak nolcak diye o kadar yani :)
YanıtlaSilEvet, filmleri de varmış. Ancak bütün kitaplarında üç aşağı beş yukarı aynı konular etrafında dönüyormuş olaylar. Bir filmini izlemek de lâzım tabii:))
Silyok, benzemiyor konular birbirine. ama gerilim, suç polisiye tabii :) the stranger, safe, the woods adlı dizilerini blogda yazmıştım, kimseye söyleme adlı filmi de soluk soluğa izleniyor, ayrıca şantaj, geçmişle dans, ihanetin beş yüzü gibi dizileri de izleme sırasında, şu anda da yani 2022 martta dai yeni dizisi çekilmekte, hiçbir dizisini filmini kitabını kaçırmam. ama coben gibi bir dolu var, onları da kaçırmam hiç :)
Silyazar çok seviliyor, konuları birbirine benzemediği için kitaplarında, konuları benzeyen yazarlar sevilmiyor, konuları benzeyen yazarların dizisini çekmiyor yapımcılar, izleyiciler de izlemiyor, tekrara düşen dizici filmci yazarları sevmez kitap okurları film dizi izlerleri :) yazar okurdan zeki olcak ki her defasında sevsin okur :)
SilBenim bile hoşuma gitti. Polisiye değil de macera ve gerilim türlerini severim. Coben'in kitapları da salt polisiye değil sanırım. En azından okuduğum "Kapan" öyle değildi. Ayrıca filmlerinden izleyeceğim mutlaka. Teşekkürler:)
SilEkşi sözlükte yazarla ilgili bir yazı okumuştum. Dediğim gibi kitaplarında birkaç ortak yönden bahsetmiş, bunlara göre siz de bir Coben romanı yazabilirsiniz falan demiş. Sana göre bu doğru değil demek. Ben kurgusunu sağlam buldum ve olayların önce iyice karmaşık hale getirilip daha sonra teker teker büyük bir incelikle çözülmesini takdir ettim:)
SilBak, şöyle yazmış vatandaş:))
Sil"Aşağıda vereceğim tarifle siz de kendi harlan coben romanınızı yazabilirsiniz:
-uzun zaman önce kaybolmuş olan, ölmüş olduğuna inanılan bir karakteriniz olsun.
-hikayeyi birkaç koldan ilerletin. bir tanesi ana karakterin ağzından anlatılsın.
-ana karakterin mutlaka onun için her şeyi yapacak bir canciğer kankası olsun. damak zevkinize göre bir eski sevgili veya eski eş de ekleyebilirsiniz.
-aralara birkaç tane boston, myron bolitar, basketbol, myron bolitar, win lockwood ve myron bolitar serpiştirin.
-kitabın sonunda farklı kollardan anlatılan hikayeleri birleştirip kayıp karakterinizi ortaya çıkartın. ölü veya diri fark etmez, tercihe göre.
işte, harlan coben romanınız hazır. güle güle yayınlayın."
he tabii çok basit yazmak. ekşi okumam ben, kendini beğenmiş, ukala, bilgiçler, çok güzel förmül de işte yazan çok az çıkıyor dünyada ve her kitabını sevdiren, bak tess gerritsen ve grange filan gittikçe yumuşadılar, artık dizilere filmlere çekilmiyor kitapları pek ama coben yazdığı an çekiliyor, stephen king de, böyle bir kaç yazar var, hep formda olan, bazıları da tekrar ediyor kendini, kolaya kaçıyor, ahmet ümit gibi filan :) dan brown da kendini tekrar ediyor, mesela sebastian fitzek halen formda. o yazıyı yazanlar yüzeysel okurlar izlerler, ekşi'nin de adı var işte, o da ahmet ümit gibi, grange gibi, brown gibi, ekşi adına güveniyorlar :)
Silheey, eşin izlemediyse, çavdar tarlasındaki asi adlı filmi izlesin, yazar salinger in hayatı :)
SilEkşi ya da diğer kaynaklarda her yazılana inanacak biri değilim, biliyorsun. Ancak o ekşicinin genel olarak bütün romanlarını dikkate alarak yazdığı formül okuduğum Kapan romanına uyduğu için ilgimi çekmişti. Herkesin beklentisi farklı olduğu için kiminin bayıldığı roman bir başkası için tu kaka edilebiliyor. Ahmet Ümit2in de sevdiğim romanları var. Türünden fazla hoşlanmasam da bahsettiğin yazarların romanlarını severek okudum.
SilTeşekkürler, çavdar tarlasındaki asi'yi mutlaka izleyeceğim:)
SilYazarın kitaplarını bilmiyorum hiç. Konusu ilgi çekici görünüyor. Polis olmayan birinin bu tür işlere kalkışması bana yapmacık gelse de kitabın üslubu iyiyse bunu kapatabilir. Çeviri keşke daha iyi olsaymış, ben de bu sıralar gerilim okuyorum çeviriden kaynaklı mı ne kendimi kaptıramadım kitaba.
YanıtlaSilKonusu ve kurgusu sağlam. Polisiye fazla ilgimi çekmemesine rağmen hoşuma gitti. Karakter sayısı bana biraz fazla geldi, kitabın ortasına doğru hakim oldum ama romanlarınızda oldukça fazla karakter kullandığınız için sayı sizi etkilemez:) Oldukça sürükleyici ve okurken kapıp sürüklüyor. İyi okumalar:)
SilSizin beğeninize güveniyorum o zaman not edeyim kitabı. :) Çok karakteri severim aynen, sadece isimler karışıksa o beni zorluyor. Teşekkürler. :)
SilYok, sizin için sorun olmayacaktır. Ben teşekkür ederim, iyi okumalar:)
Sil