KATEGORİLER

30 Mart 2017 Perşembe

YAĞMURLU BİR GÜN

29/03/2017 Çarşamba, Tire

Sabah erken kalkıyoruz. Kızım işine gidecek, eşimle ben memlekete döneceğiz. Sabah kahvaltısından sonra yola koyuluyoruz. Gaziemir'den geçerken Metro'ya uğrayıp alışveriş yapıyoruz. Büyük alışveriş merkezlerinde zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Geç kalıyoruz diye ikaz ediyor eşim. Bir saat geride kalan aracın saati yanıltıyor beni. Daha zamanımız var diye önemsemiyorum. Olayın farkına vardığımda iş işten geçmiş oluyor. Bir de yoğun sabah trafiği, kırmızı ışıkta durmalar işin tuzu biberi oluyor. Ayşe Hanım'ı arayıp biraz gecikeceğimi haber veriyorum. 

Tire yoluna girer girmez gözümü karartıp gaz pedalına yükleniyorum. Mahmutlar köyünde radar kontrolü yapıldığını biliyorum oysa. Bu kadar erken saatte kontrol olmayacağı konusunda kendimi inandırmaya çalışıyorum. Köye yaklaşırken şans eseri hızım düşüyor.  Bir anda oraya kadar nasıl geldiğimi anlayamıyorum. Her zaman durdukları yerde trafik polisleri avlarını bekliyor. Onları görünce, içimden "Kumar oynadım, kaybettim." diyorum. Beni durduracaklarından neredeyse eminim. Yavaşlıyorum. Polislerde bir hareket olmadığını görünce yoluma devam ediyorum. Şanslı günümdeyim. 

Eşimi eve bıraktıktan sonra elemanları alıp yaylaya çıkıyorum. Aşkın Şef "Yarın kandil fazla iş beklemeyelim." diyor. "Mekanımız açık olacak miasafirlere, ister fazla iş olsun, ister olmasın." Kapalı olduğumuz dün kapımıza kadar gelip telefon eden misafirlerimiz geliyor aklıma. Üstelik İzmir'den misafirlerini getirmişler yanlarında. Kapımızdan dönmek zorunda kaldıkları için özür diliyorum. Facebook sayfamızda, trip advisor, foursquare gibi sitelerde salı günlerinin tatil günümüz olduğunu duyurmuş olmamıza rağmen bundan haberi olmayan misafirlerimiz karşısında mahcup duruma düşmek ağırıma gidiyor yine de.

Öğleden sonra çatırtı sesleriyle birlikte yer hareket ediyor. Bu bir deprem olmalı. Birkaç saniye sonra eşim arıyor. "Depremi duydun mu?, ben çok korktum." Sadece birkaç saniye süren depremin merkezi yakınlarda bir yer ise problem yok. Uzak merkezli bir depremin etkisi ise, o zaman kötü. İlk aklıma gelen yer Aydın oluyor. On dakika sonra Kandilli Rasathanesinin web sitesinde 3,5 büyüklüğündeki deprem merkezinin tahmin ettiğim gibi Aydın'a bağlı bir köy olduğu bildiriliyor.  Eşimi arayıp bilgi veriyorum. Eşim çocukları çoktan aramış bile.

Şömine sobayı yakıyoruz. Soğuklar bitene kadar hazırladığımız odunlar yetecek görünüyor. Birbiri ardına gök gürültüleri ortalığı inletiyor. Şehirde bardaktan boşanırcasına yağan yağmur bir saat sonra uğruyor yaylaya. Diğer günlere göre sakin bu akşam. Kaplan Köyüne doğru dürüst araç girişi yok. Hatırlı misafirlerimiz için bugün iyi bir fırsat. Yağmuru izlerken koyu bir sohbete dalıyorlar.

Eve döndüğümde gündüzden başladığım yazımı tamamlamak mümkün olmuyor. Fox TV den sabah haberlerini izliyoruz. Fetö bahanesiyle gözaltına alınan personelden bazıları, soruşturmaları tamamlanıp görevlerine iade edilmeye başlanmış. Haberi banttan sunan hanım spiker iki kez "geriye iade edildi" ifadesini kullanıyor. Eşimle birlikte tüylerimiz diken diken oluyor. Türkçeyi doğru kullanmak önemli. Büyük TV kanallarında böylesine büyük hatalar yapılırken okullarda öğrenciye nasıl öğretilecek doğrusu?

5 yorum:

  1. KJ operatörlerinin durumu daha da vahim. Yazım hataları ile dolu alt yazılar, diplomalı cahiller her yerde.

    YanıtlaSil
  2. Kendi dilini bilmeyen bir halktan ne beklenir?

    YanıtlaSil
  3. Ülkedeki örgütlü cehaletin bizi getirdiği nokta ne yazık ki bu oldu.Sizi bloguma da beklerim:)

    YanıtlaSil
  4. Thank you. OK I'll follow you too:)

    YanıtlaSil