Yeni bir dönem başlıyor bizim için. Kapılarımızı bugün yeniden açıyoruz konuklara. Yeni bir şef katılacak aileye cuma günü. İki gün eşimle birlikte idare edeceğiz. Sabah Ayşe Hanım'ı aramamı istiyor eşim. İyi ki aramışım. Bugün mekanı açacağımızdan haberi yok. Eşim "Ona bugün açacağımızı söylemedik ki." diyor. Öyle bile olsa bir telefon açıp "Arkadaş ne zaman iş başı yapıyoruz?" demez mi insan?
Gelir gelmez Venüs'ü serbest bırakıyorum. O da yavaş yavaş yayla hayatına alışıyor artık. Hemen koşup Fifi'nin ensesine yapışıyor.
Bu iki günlük geçiş döneminde yoğun bir gün yaşamak istemiyoruz. Gündüz gelen misafirler bizi yormuyor. İlk kez ızgarayı yakıyorum. Bu işi de becermiş olmanın haklı gururunu yaşıyorum.
Artık aileden saydığımız dostlarımız iki araba dolusu misafirleriyle birlikte geliyor, manzaraya karşılarına alıp verandada oturuyorlar. Annem rahat durmamış kardeşlerime haber verip kendisini eve götürmelerini istemiş. "Yarım saat sonra gelip alacaklar beni." diyor. Ne zaman canı isterse yanımızda kalabileceğini söylüyorum. Erkek kardeşim kız kardeşimle birlikte geliyorlar. Avluda bir şeyler atıştırırken sohbet ediyoruz. Erkek kardeşimin "Değişiyorum" sloganı yazdığı kitabın adı olmuş. İmzalayıp hediye ediyor. İkinci kitabını hazırlıyor olması sevindirici.
Yağmur havası var. Sıcaklık önemli ölçüde düşmüş. Verandada oturan misafirlerimiz üzerlerine şal istiyorlar. Gelen misafirlerimizden bazılarıyla sohbet ederken ortak dostlarımız çıkıyor. Taş Ev'i çok beğeniyorlar. Akşam mesai saati sonunda kimsenin kalmaması erken dönüş hazırlıklarına başlamamıza imkan veriyor. Uzun zamandır bu saatlerde kapatmak mümkün olmuyordu. Gelenler Taş Ev'i benim projelendirdiğimi sanıyor. Ben bu yapının mimarının Rumlar olduğunu söyleyince şaşırıyorlar. Benim yaptığım sadece olanı tamir etmek.
Akşam diğer günlere göre daha erken dönüyoruz evlerimize. Biriken günlüklerimi gözden geçirmeme imkan sağlıyor bu durum.
Günlükler bir anlamda rehabilite ollmamızı sağlıyor. Düşünce ve duygularınıza ortak oluyoruz paylaşımlarınızla. Belli mi olur; bir katkımız olur...
YanıtlaSilHaklısınız. Ayrıca dikkatimi çeken diğer bir husus da unutmamız. Yaşadığımız pek çok ayrıntıyı unutuyoruz. Günlük yazarken aslında hayatı nasıl dolu dolu yaşadığımız çıkıyor ortaya. Üç gün aradan sonra aklımızda kalan bir şey yok. DÖnüp günlüğümüze baktığımızda anlıyoruz neler yaptığımızı. Zaman bulabildiğimiz ölçüde ve mümkün olduğunca detaylı yazmak lazım.
Silben yaklaşık 2-3 yıldır kitap okumuyorum böyle kitap paylaşan bloggerları görünce bir tuhaf hissediyorum :/ :(
YanıtlaSilAslında bu kitabı ben de henüz okumadım. 2-3 yıl olmasa da 5-6 aydır ben de kitap okumayı bıraktım. Utanılacak bir durum. Zaman bulamıyorum kocaman bir bahane. Blog yazılarını okuyorum fırsat buldukça. Ama kitap okumak da lazım. "Değişiyorum" kardeşimin kaleme aldığı yeni piyasaya sürülen bir kitap. Daha ziyade satış teknikleri üzerine yazılmış sanırım.
SilUzun bir aradan sonra yeniden eski düzeninize döndünüz.
YanıtlaSilBu kadar düzenli bir günlük tutma çabanızı takdirle karşılıyorum.
Şef hayal kırıklığı yaratmış.Güvendiğimiz insanların sonuçta yarattığı sıkıntı, üzüntü nasıl da rahatsız eder.
Babanız ışıklar içinde uyusun. Geride kalanlara sabır diliyorum.
Gerçekten de yaşam tarzım oldu bu düzen.
SilHiç kimseye kayıtsız şartsız güvenmemeyi öğrendim. Sıkıntı yaşadık ama üzüldük diyemem.
Teşekkür ederim. Sağ olun.
Galiba şimdiki işinizin en güzel yanlarından önce müşteri olarak gelenlerin ardından dost oarak gelmeleri. Tabii misafir olarak değil :)
YanıtlaSilBizim misafirlerimizle gerçekten bir dost, bir arkadaş gibiyiz. Onlar kendi evlerinde olduğu kadar rahatlar Taş Ev'de...
Sil