Bugün kapalıyız. Dün dönerken yanıma aldığım annemle birlikte yapıyoruz kahvaltımızı. Eşimin evde yapacak işleri olduğundan yaylaya onsuz çıkıyoruz. Yukarıda yapacak fazla bir şey de yok aslında. Venüs ve Fifi'ye bakacağız, onlara yemek su vereceğiz sadece. Annem ilk kez görecek Taş Ev'i.
Hava oldukça sıcak olmasına rağmen yaylada tatlı bir esinti var. Fifi karşılıyor bizi. Venüs'ü serbest bırakıyorum. Hoplaya zıplaya koşturmaya başlıyor. Yaramaz bir çocuk adeta. Suyunu dökmüş yine. İlk iş olarak suyunu koyuyorum. Dakikalarca ağzını şapırdata şapırdata içiyor.
Anneme Taş Ev'i gezdiriyorum. Çok beğeniyor. Ben işlerimi bitirene kadar avludaki masalardan birinde oturuyor. Kümesteki tavuklara biraz ekmek atıyorum. Elimde ekmeği görür görmez bağrışmaları artıyor. Sularını tazeliyorum.
Sosyal medya üzerinden mesaj gönderen ve telefonla bizzat arayan dostlara cevap vermekle meşgul oluyorum. Dün mesaj gönderenlere cevap veremezdim. Onların tümüne genel bir teşekkür mesajı yazıyorum.
Dün arayanlardan biri de aşçılık için müracaat ettiğini söylemişti. Durumu anlatıp yarın kendisine döneceğimi söylemiştim. Aradığı saati aklımda tutmuştum. Hemen randevulaşıp görüşüyoruz. Gözümüz tutuyor kendisini. Birlikte çalışmak için anlaşıyoruz.
Öğleden sonra şehirde biraz işim var. Arabadan ıslık sesi gibi bir ses geliyor gaz verirken. Her zaman fırsat bulamam diye Ali Ustaya gösteriyorum. "Radyatörde delik olabilir." diyor. "Sökmeden bir şey diyemem." Uzun bir yürüyüşten sonra eve geliyorum. Eve taziye için gelen misafirlere görünüp odama çekiliyorum. Akşam üzeri usta arıyor. İzmir'den parça sipariş etmiş. Arabayı yarından önce teslim edemeyecekmiş.
TV'de 24 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasının haberleri veriliyor. Anneler Gününü kutlamak için çıkmışlar yola. Dün mezarlıktaki imamı hatırlıyorum. "Su satan çocuklara yüz vermeyin." diyordu. Mezarı sulamak, çömlekleri suyla doldurmak adetlerimizden biri. Nedense komik geliyor bana. Suyun ne faydası var ölüye. Susuzluktan kırılan insanlara lazım su. İmam boynuna bir ses cihazı takmış, mezarlığın başında dualar okuyor. Kimse anlamıyor dediklerini. Çok mu lazım anlamını bilmediğin Arapça sözcükleri duymak. Ölüye faydası olur mu ki?
Sabah okunan salanın bir faydası var sadece. Cenaze merasimine bir davet oluyor bu çağrı. Hayat devam ediyor. Yarın büyük pazar. Günlükleri tamamlamam lazım. Taziye mesajlarının ardı arkası kesilmiyor...
Yeni aşçınız hayırlı uğurlu olsun. Kısa zamanda uyum sağlasın yeter ki. Mezar başında okunan Kuran-ı Kerim kapsadığı mana itibariyle Kuran'ın bütünlüğünü sağlar. "O'ndan geldik yine O'na dönüyoruz." Cenaze namazını kıldıran imam zaman zaman arapça duaların yaynında türkçe dualar da eder. Duanın inancımızda yeri başkadır. İnsanı rahatlatır.
YanıtlaSilKısa zamanda uyum sağlayacağını umut ediyoruz biz de. Türkçe duayı daha anlamlı bulduğumu söylemeliyim. Arapça bilmeyen bir kişi imam küfür etse amin der.
YanıtlaSilYazmıştım; ama burada değil. Bir kez daha başsağlığı dilerim.
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin.
Teşekkür ederim. Evet, biliyorum. Dostlar sağ olsun.
Sil